Komikli Medya - (03).. Hesap Makinesi, Zehirli Su, Film Çekimi, Çizimli Ayakkabı, Malmö

Ülkemizde gündemin aynı gün içinde en az iki defa değiştiğini düşünürsek, gündeme gelen konularla ilgili sanal platformlarda da yazılıp çizilen o derecede yoğun ve çeşidi çok oluyor. Özellikle Twitter bu konuda ilk sırada. Herkes bir şeyleri hemen yazabildiği için her düşünceden


Ülkemizde gündemin aynı gün içinde en az iki defa değiştiğini düşünürsek, gündeme gelen konularla ilgili sanal platformlarda da yazılıp çizilenler o derecede yoğun ve çeşidi çok oluyor. Özellikle Twitter bu konuda ilk sırada. Herkes bir şeyleri hemen yazabildiği için her düşünceden insanın yazdıklarına bir arada rastlamak mümkün. 

Bu yazılanlardan ve görsel paylaşımlardan bazıları komik, bazıları esprili bazıları ironik ve bazıları da farkında olmadan komik duruma düştüğü için ortaya zengin bir mizah unsuru çıkıyor. Elbette ülkede yaşananlar bu işin çıkış noktasını oluşturuyor. Mizahçılara iş düşmeden, halkın ortaya çıkardığı mizahi olaylara bakalım.

(Taslak İllüstrasyon: Muammer KOTBAŞ, 10.11.2019)

Komikli Medya - (03)..
Hesap Makinesi, Zehirli Su, Film Çekimi, Çizimli Ayakkabı, Malmö

Ülkemizde gündemin aynı gün içinde en az iki defa değiştiğini düşünürsek, gündeme gelen konularla ilgili sanal platformlarda da yazılıp çizilen o derecede yoğun ve çeşidi çok oluyor. Özellikle Twitter bu konuda ilk sırada. Herkes bir şeyleri hemen yazabildiği için her düşünceden insanın yazdıklarına bir arada rastlamak mümkün. 


Bu yazılanlardan ve görsel paylaşımlardan bazıları komik, bazıları esprili bazıları ironik ve bazıları da farkında olmadan komik duruma düştüğü için ortaya zengin bir mizah unsuru çıkıyor. Elbette ülkede yaşananlar bu işin çıkış noktasını oluşturuyor. Mizahçılara iş düşmeden, halkın ortaya çıkardığı mizahi olayların birkaçına bakalım.

Bu hafta derlediğim olay ve konularla ilgili biraz gülümseyelim.
😆
----
Ya Hesap Makinesi İcat Edilmemiş Olsaydı..


TV'lerin birinde bir sunucu; markette 34,50 TL’ye satılan ayçiçek yağının Tarım Kredi marketlerinde 33,50 TL’ye indirilmiş olmasını hesap makinesiyle hesaplayarak 1 TL fark olduğunu tespit etti.
Şimdi olaya şöyle bakalım.. Yetişkin bir insan, eğitimsiz veya ilkokul mezunu da olsa sayı saymayı bilir. 33 ile 34 arasındaki farkı da bilir. Başka hesaba gerek yoktur. 

Fakat burada ekranda bize yansıtılan yaşanan olay, akıllara zarar!.. Yani demem o ki, bu durum normal değil. Bu arkadaşlar mizah yapmaktadırlar diye düşünüyorum. 


Sunucu bu problemi, karşısına alacağı Memet Emmi'ye, Hatçe Ana'ya sorsa, doğru yanıtı kesinlikle alır. Peki buna rağmen bu değerli arkadaşlar ve koca TV ekibinin içinde olduğu ve milyonlarca insanın karşısına çıktıkları böyle bir yayınla görüntüyü neden veriyorlar?

Mizah yaptıklarından başka bir şey gelmiyor aklıma. Sonuçta bir indirim var fakat çok az. Abartı yoluna gidiliyor. Tıpkı karikatürdeki gibi.. Abartı olunca karikatüre, mizaha katkısı kaçınılmaz. 


Trabzon'da farklı zamanlarda yerel TV'lerde çalışma deneyimim olmuştu. Onlardan birinde 1993-1994 yıllarında, çizer Hakan SÜMER ile ortaklaşa hazırladığımız haftalık bir mizah programımız vardı: "Mizah Bakkalı".. 

Konuk da aldığımız o programda bir çok dış çekim de yapıyorduk. Bütün bu iç ve dış çekimlerde bulduğumuz konuları yer yer abartılı olarak seyirciye aktarıyorduk. Yaptığımız mizahı, sulandırmadan derli-toplu halletmeye çalışıyorduk.


Yukarıdaki haber bültenindeki arkadaşın yaptığını yapsak, çok eleştiri alırdık. Hatta "Bu da espri mi yani, şimdi!.." diye belki de TV yönetiminden uyarı alırdık, işimizi doğru dürüst yapmıyoruz diye. Buradan da ortaya çıkıyor ki, biz mizah yaptığımız halde bizim basit diye yapmadığımız mizahı, onlar ciddi iş yaptıkları halde ciddiymiş gibi yaparak bizimle eğlenmek istemiş olabilirler. ☺
-----
Şifa İçin Zehirli Sudan İçelim..


Rize’de 'şifalı' diye içilen suyun zehirli olduğu açıklamasına yöre halkı inanmadı. 
Uyarı levhasını söktüler ve sudaki Arsenik oranı 27 kat daha fazla olan suyu içmeye devam ettiler. Gerekçe olarak ise zehirli olduğuna inanmamaları.

Burada da mizah kendiliğinden ortaya çıkmış.. Birincisi
 yıllardır "Sağlıklı mı, değil mi?" ölçümü yapılmadığı ve bu bilinmeden içilmeye devam edildiği için. 

İkincisi; hadi yıllar sonra ölçüm yapılmış ve sonuç ortada iken, halkın buna inanmayışı.. İnanç ve bilmek birbirine zıt kavramlar. İnanç kişiseldir. Tahmindir. Oysa bilinen bilgi, gerçektir. Şimdi bu gerçek karşısında halâ suyun temiz olduğunu tahmin ederek buna inanmak, risk almaktır. İkileme düşüldüğü için kendi inandığı doğruyu gerçekmiş gibi kendine kabullendirmektir.


Hadi diyelim ki, ölçümü yapanlar kasıtlı ortaya atmış olsun "zehirlidir" konusunu. Onu da doğrulamadan kendi inanç doğrultusunda kesin yargıya varmak, buradaki mizahı trajikomik yapmaktadır. 

Umarız uyarılar dikkate alınır. Daha önce içenlerde ne gibi etkileri olduğu da ayrıca araştırılır. ☺
----
Film Çekimi Gerçek Zannedildi..


"Röportaj Adam" olarak tanınan Mahsun KARACA’nın “İllegal Hayatlar” filminin Adana İstasyon Meydanı’nda yapılan miting çekimini gerçek zanneden polis sete baskın yaptı. İzinsiz mitingin yasak olduğunu söyleyen polis oyunculardan dağılmasını istedi.
Haber bu şekilde yansıdı medyaya. 


Bu haliyle insanı gülümsetiyor tabi. Ancak ortada anormal bir durum yok. Gerekli (resmi) izin alınmış ve çekimler yapıldığı esnada, henüz konu ayrıntılarını bilmeyen bir ekip, kalabalığı görünce görevini yapıyor. Baskın yapmıyor. Ve sonunda gerçek anlaşılıyor. Ortada komik ya da yasa dışı herhangi bir durum yok. Olayı medyaya taşıyanlar da, komik bir şey olmuş gibi buradan nemalanmaya çalışıyorlar. 
Hepsi bu!.. ☺
----

Karikatür Çizimli Ayakkabı..


Üstteki fotoğrafı; bir süre önce "Green Card" çekilişini kazanarak ABD'ye yerleşen Tiyatro, Sinema ve dizi oyuncusu Erdem BAŞ'ın Youtube videosundan aldım.
Amerika'da Dünyanın En Pahalı Markalarının Outleti olarak belirttiği "Woodbury Outlet"deki bir firmanın mağazasında satışta olan bir erkek ayakkabısı.


Komik bir tipleme çizimini, koskoca ülkede koskoca mağaza hiç ikilemde kalmadan bir ayakkabı üzerine basabilmiş. Ancak karikatürlerde olabilecek bir durumu, orada hayata geçirerek bir devrim yaratmışlar. 'Devrim' sözcüğünü bizim açımızdan kullandım. Yoksa onlar için gayet sıradan bir yenilik. "O ne der?", "Bu ne der?*, "Ayıptır!", "Gülerler bize!", "Saçmalamayalım!" gibi gereksiz her takıntıdan uzak, berrak bir bilinçle sıradan bir iş, normal bir üretim yapmışlar.

Çizerlerimiz açısından olumlu olabilecek bu tarz çalışmaların dünyada ve bizde artmasını umuyorum. ☺
----

Malmö Sokaklarına Çamaşır Asmışlar.. 


Bu fotoğrafları da Google Earth'ün içinde, İsveç'in Malmö şehrinde gezinirken rastlayıp aldım. Sokakta iki yerde karşılıklı binalardan gerilen ipe çamaşır dizilmiş. Dikkatli bakınca hepsinin pantolon giysisi olduğu görülüyor. Bir Avrupa kentinde olması ilk anda şaşırtıyor.


Bu tarz görüntülere İstanbul'da; Taksim-Beyoğlu'na yakın olan Tarlabaşı'nda tanık oluyorduk. Dar sokakların eski evlerinde karşılıklı gerilen makaralı ip üzerinde her türden çamaşır serilerek kurutma işlemi yapılır. 


Malmö sokaklarının tarihi evleri arasında asılı çamaşır görmek biraz komik bir durum. Olsa olsa, bir giyim mağazasının reklam amaçlı kullanımıdır tahminimce. Sadece pantolonların dizili olması böyle bir olasılığı gündeme getiriyor.

Nedeni ne olursa olsun, yine de görüntü bizden biri gibi.. Ama "Malmö" deyince de biraz gülümsüyoruz bu görüntülere. ☺

 

Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından üretilmiştir.
Daha yeni Daha eski