Necati GÜNGÖR, Mustafa EREMEKTAR'ı Yazdı: "ÖKSÜZ VE YETİM ÇOCUK..."


Yazar Necati GÜNGÖR'ün 14 Mayıs 2021 tarihinde yayımladığı ve Mıstık takma adıyla bilinen Karikatürcü Mustafa EREMEKTAR'ı anlattığı bir yazıya rastladım. 

Güzel bir anı yazısı olmuş. Kısa ve yerinde anlatımıyla sıcacık bir duygu yoğunluğu oluşturuyor. Yazıda anlatılanların ne kadar isabetli ve eksiksiz olduğunu, Mustafa EREMEKTAR'ı yakından tanıdığım için biliyorum. 


Mustafa EREMEKTAR'ın ölüm tarihi konusunda da çelişki var gözüküyor. Biraz araştırdığımda gördüm ki, sadece Vikipedi'de 29 Mart olarak not edilmişken, Karikatürcüler Derneği web sitesinde ve Necati GÜNGÖR'ün alttaki yazısında 28 Mart olarak kayıtlara geçmiş. Dolayısıyla bazı web siteleri de, derneğin yer verdiği tarihi baz aldığı için onu doğru kabul ediyoruz doğal olarak.

Necati GÜNGÖR


Mustafa EREMEKTAR ile anımı bir başka yazıda anlatmak üzere Necati GÜNGÖRÜN anlatımına geçelim.


ÖKSÜZ VE YETİM ÇOCUK...

"Geçenlerde, Türk karikatürünün gizli tarihçisi Akdağ SAYDUT'la konuşuyorduk. "Türk edebiyatında takma adla yazmış sayısız yazar var; karikatür alanında kimler takma ad kullandı?" diye sordum.

Akdağ'ın söylediğine göre, bu konuda akla gelen ilk ve tek ad, Mustafa EREMEKTAR'dı. O, bir dönemden sonra çizdiği karikatürlerin tümüne MISTIK imzasını atmıştı. Başka takma adlar da kullanmıştı üstat ama, bu onun asıl adının yerine geçmişti. 

Mustafa EREMEKTAR'ın, muzip bir çocuk gibi gülen yüzü canlanıverdi gözlerimin önünde.
Onun imzasına ilk kez çocukluğumun dergilerinde rastlamıştım. Benim henüz dünyaya geldiğim yıllarda onun karikatürleri yayımlanmaya başlamıştı.


Yıllar sonra, üstatla karşılaşmamız Beyoğlu'nda bir reklam ajansındaydı. Reklam piyasasına çizgi filmler yapıyordu. O günlerde söylediği "Ben para için karikatür bile çizerim!" esprisi aklımda yer edecekti.

Sonraki yıllarda "
Milliyet Çocuk" dergisinde, "Cumhuriyet" gazetesinde sık sık karşılaşacaktık. 

Mıstık'ın, yüzünde taşıdığı o muzip çocuk ifadesi hiç değişmeyecekti. Her an gülmeye ve güldürmeye hazır o bıyıklı çocuk, aslında acılar içinden süzülüp gelmişti. 


1930 yılının 28 Mart günü dünyaya gözlerini açtığında babası, güğümüyle sokak sokak dolaşarak süt satıp hayatını kazanıyordu. 

Mustafa sekiz aylık bebekken daha, annesini yitirdi!
On iki yaşına geldiğinde de, bu kez babası onu yapayalnız bırakıp dünyayı terk etti!

Öksüz ve yetim çocuk, bir yandan çalışıp ekmeğini kazanıyor, bir yandan da okula gidiyordu. Tabii kolay bir iş değildi o yaşta omuzlarına çöken hayat yükünü taşımak... 

Mustafa EREMEKTAR
Karikatürcü
(28 Mart 1930 - 28 Mart 2000)

Kendisine sahip çıkılması için İstanbul Valiliğine başvurdu. Valilik onu Darülacezeye yerleştirdi. Burada da hem çalışıyor, hem de okuyup çiziyordu. Bir eliyle kunduracılık, çorapçılık, ütücülük öğrenirken, öteki eliyle kalem tutuyordu. Çizdiği karikatürleri dergilere, gazetelere götürüyor; ama kimselere beğendiremiyordu! O hiç yılmıyor, çizmeyi sürdürüyordu.

Sonunda, takvimler 1947 yılını gösterirken, çizimleri ilgi görmeye başladı. Taş Devri karikatürleri çok tutulmuştu!


Karikatürün yanı sıra çizgi filmler yapıyordu Mustafa EREMEKTAR. 
Bu olaydan üç yıl sonra dünya evine girdi. Yerli ve yabancı yarışmalarda ödüller aldı.
Gelgelelim Mustafa EREMEKTAR, ellili yıllarda çizdiği karikatürlerle "
müseccel komünist" diye yaftalanınca, çizgisini ve adını değiştirmek zorunda kalmıştı. İmzasını Mıstık diye atmaya başladı. O dönemden sonra bu takma adı hep gururla taşıdı.

Ölümünden birkaç yıl önceydi, Şişli Belediyesi onun adını bir parka verdi; bir de büstünü yaptırıp dikti oraya.

Mıstık, 2000 yılının 28 Mart'ında, yani doğum gününde yaşama veda etti!" ❤
(Kaynak: Facebook)

Mustafa EREMEKTAR (Mıstık):

Necati GÜNGÖR:

Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından üretilmiştir.
Daha yeni Daha eski