Böylesi bir ekonomik sarsıntı yaşarken, dünya ülkeleri de benzer sıkıntılarla yoğrulurken, bu krizlerden çıkış yolu olarak çözüme dönük program ve projeler devreye giriyordur mutlaka. İkinci Dünya Ayıbı etkisiyle yerle bir olan Almanya, o yıllarda böylesi bir yıkımdan çıkmak için önce "Tiyatro binalarını onaracağız!.." diyerek işe başlamıştı. Bugün dünyanın dördüncü büyük ekonomisine sahip. Her yıl verdiği bütçe fazlasını da yurttaşlarına eşit dağıtarak yaşanası bir ülke olduğu örneğini sergiliyor.
Çizerlerimizin her alanda çevrelerini aydınlattığına eminim. Vazgeçmemek, yılmamak gerekliliğini anımsatmak, az da olsa bir motivasyon yüklemek istedim bir kez daha. Kötü giden çok şey varsa, bir o kadar da yitirilmeyen umut vardır, olmalıdır. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK söylemiş zaten yıllar önce: "Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim."
Muammer KOTBAŞ
Bildiğiniz gibi bu Kotbas Art Colors web sayfamda önceleri seyrek olarak güncellemeler yapıyor, kişisel doküman ve haberlerime yer veriyordum. Daha sonra, yani yaklaşık 1 yıldır güncellemelere, yazıya ve çizer dostların etkinlik haberlerine de yer vermeye başladım.
Bir yandan da farklı türlerde dizi bölümler yayımlıyorum. Çarşamba günleri, dünyanın farklı ülke ve kişiliklerine ait özlü sözlerden oluşan "Özlü Yaşam Rehberi", Cumartesi günleri daha çok mizaha dönük yaşanmış olaylardan derlediğim "Cumartesi Fıkraları" ve Pazar günleri yer verdiğim rahatlatan yazılar "Pazar Notları".
Bunlara ek olarak; "Uğraşılarım", "Serbest Çizimler", "Fotoğraf Galerim", "Diğer Yazılarım" ve "Karikatür Yazılarım" başlıklı yayınlarımı sürdürüyorum.
Yazılarımda ya karikatür ya da genel anlamda sanattan söz ediyorum, anılardan aktarımda bulunuyorum. Buna karşın, bazı gelen yorumlarda "Ülkede bu kadar çok sorun varken, çarşı pazarda fiyat yangını yaşanırken, enflasyon zirve yapmışken neden hiç bu konulara değinmiyorsun?" anlamında eleştiri, öneri türünden serzenişlerden söz ediliyor.
Enflasyonda tarihi rekorlar..
Çok haklılar. Son tahlilde Türkiye'de açıklanan resmi enflasyon rakamı %79 (%78,6) ve Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) açıkladığı rakamlara göre de %176 (%175,55) iken; hepimizi her anlamda etkileyen bir yangın varsa kayıtsız kalmak zaten olası değildir. En fazla 'görmemezlikten' gelinme illüzyonu yaşatabilir insan kendine. Üstelik durum kendi tüm zamanlarımızın da rekorunda.
Örneğin içinde bulunduğu %79'luk enflasyonla Türkiye Lübnan, Sudan, Venezuela’dan sonra dünya 4.sü.. Sri Lanka (%54.6) ve Arjantin’i de (%60.7) geçmiş durumda. ENAG ölçümüne göre de (%175) Venezuela’yı da geçiyor (%167).. Olayın bir de şu yönü var.. Türkiye’de fiyatlar sadece 1.2 yılda 2 katına çıkarken, örneğin Rusya’da 4.7 yıl, İngiltere’de 8 yıl, ve Japonya’da 28 yıl sonra artış olmuş..
İşin ekonomik yanı böyle.
Böylesi bir ekonomik sarsıntı yaşarken, dünya ülkeleri de benzer sıkıntılarla yoğrulurken, bu krizlerden çıkış yolu olarak çözüme dönük program ve projeler devreye giriyordur mutlaka. İkinci Dünya Ayıbı etkisiyle yerle bir olan Almanya, o yıllarda böylesi bir yıkımdan çıkmak için önce "Tiyatro binalarını onaracağız!.." diyerek işe başlamıştı. Bugün dünyanın dördüncü büyük ekonomisine sahip. Her yıl verdiği bütçe fazlasını da yurttaşlarına eşit dağıtarak yaşanası bir ülke olduğu örneğini sergiliyor.
Almanya örneği yol gösterici..
Almanya örneği beni hep etkilemiştir. İnsan yaşamında kötü giden ne varsa, giderilmesinin birinci yolunun kültür-sanat olduğunu söylüyorum. Tıpkı Almanya'nı yaptığı gibi. Kültür sanata ait edinilen her bilgi, kişinin önündeki engebeli yollardan bir taş parçasının kaldırılmasını sağlıyor. Engellerden temizlenmiş kişisel yollar, bir ülke halkının önündeki yolların açılması demektir.
Bilinçli kişi yolunu çizer, geleceğini yönlendirir..
Bilgi ile dönüştürülmüş bilinçli insanın kandırılması zordur.. yalanları çok kolay fark eder.. basit dini ya da ideolojik söylemlerle etkilenmeye kapalıdırlar. Araştırarak yolunu çizer, geleceğini kurar. Bağlantılı olarak demokrasiyi, adaleti, eşitliği öğrenmiş ve sindirmiş olurlar.
Bilinçli insanın seçimle göreve getirdiği uygulayıcılar (halkın hizmetkarları) görevlerini yapmamazlık, yolsuzluk, kayırma, kendi çıkarına dönük gelir elde etme (halkın parasını iç etme) vb. gibi olumsuzluklar içine giremezler. Girdikleri anda bilinçli bireylerin oluşturduğu bilinçli toplum; partilere endeksli siyaseti değil, ülke geleceği ve çıkarlarının ön planda olduğunu bilerek gerekli yanıtı anında verir.
Ben de sosyal yaşama bu doğrultuda baktığımdan yazılarımda kültürel iletiler sunmaya ve sanatın önemini kavrayacak vurgulamalarda bulunmaya çalışıyorum.
Günlük - güncel karikatür çizmek..
Yılar önce (1990'lar) Trabzon'da yerel gazetelerde günlük-güncel karikatürler çizdim. Şimdiki kadar yoğun bir gündeme sahip değildik ülke olarak. Ancak yine de her gün güncel olan bir konuda karikatür çizmek, bitmek bilmeyen bir enerji gerektiriyor. Fırından çıkmış sıcak ekmek lezzetindeki o gün yayımlanan karikatür, bir sonraki güne kaldığında bayatlamış olarak gündemden düşmektedir. Ömrü böylesine kısa olan günlük-güncel karikatür, çizerin tüm enerjisini çekip almaktadır. Tek iyi yanı, gelecekte belge olarak çizildiği dönemin tanıkları olmaktadırlar.
Karikatür esprisi suç unsuru mu?..
Son 10 yıl içinde de yine güncel gelişmelerle, seçimlerle, yönetim sorunlarıyla ilgili pek çok karikatür çizdim. Bu defa gündemimiz o kadar yoğunki, tıpkı enflasyonda olduğu gibi gündem konusunda da dünya rekoru yaşıyoruz. Yetişmek zor. Bütün bunlara bir de otoriter baskı eklenince, çizer otosansür uygulamak zorunda kalarak çizim özgürlüğünü kendisi kısıtlama yoluna gidiyor. Gelinen noktada bir adım daha ileri gidilerek, çizilen karikatürün suç unsuru oluşturup oluşturmayacağından emin olunamadığı için belki kolay yol olarak çizmekten vazgeçiyor.
Yürekli çizerlerimiz var..
Şu dönemde halen güncel problemlerle ilgili çizmeyi sürdüren yürekli çizerlerimiz yine de var. Bir kaç isim vermem gerekirse; Ercan AKYOL, Ercan BAYSAL, Nuhsal IŞIN, Kürşat COŞGUN, Mehmet SELÇUK, Ekrem BORAZAN. Ve tabi daha bir çok çizer dost var ve Cumhuriyet gazetesinin "Ciddiyet" sayfasının yadsınamayacak katkısı elbette..
- Mehmet SELÇUK
Bugün yaşanan sorunların kısa sürede giderilmesi mümkün değil. Bilinçlenme, kültürlenme de kısa sürede tamamlanabilecek bir evre değil. Onun için çizerler özelinde söyleyecek olursak; yapılması gereken şey, herkes üretebildiği alanda üreterek insanların bilinçlenme- kültürlenmesini sağlamasına katkıda bulunmak. Bir anlamda, savaş sonrası yıkılan Almanya'nın "önce tiyatro binalarının onarımı"ndan başlamış olmaları örneğindeki gibi bir hareket.
"Umutsuz durumlar yoktur.."
Çizerlerimizin her alanda çevrelerini aydınlattığına eminim. Vazgeçmemek, yılmamak gerekliliğini anımsatmak, az da olsa bir motivasyon yüklemek istedim bir kez daha. Kötü giden çok şey varsa, bir o kadar da yitirilmeyen umut vardır, olmalıdır. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK söylemiş zaten yıllar önce: "Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim."
Fazla taramalar..
'Gırgır' mizah dergisi yöneticisi Oğuz ARAL'ın (1936 - 26.07.2004), genç çizerlere söylediği ve hepimizin diline pelesenk olmuş deyimini biliriz: "Fazla taramalardan kaçının!.."
Amatörlükte, güncel ve mizah dergiciliği çizimlerinde geçerli olduğu kadar evrensel karikatür açısından da dikkate alınması gereken bir uyarı. Fakat çizgide ustalaştıkça ve çizerin kendine ait çizgi tarzını yakalamasından sonra, artık 'fazla' denilen taramaları kişi kendi tarzına göre absorbe ederek, yerinde kullanabilecektir. Yoğun taramalarla ustaca çizilmiş pek çok örnek karikatür vardır. Sonuç olarak; "taramayı iyi kullanabilen, fazla tarama yapsın!" diyebiliriz. 💖
Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından üretilmiştir.
Etiketler
2022
Ağaç
Almanya
Anıt
Ankara
Atatürk
Çarşamba
Çarşı
Çizer
Ekonomi
Fotoğraf
karikatürcü
Kürşat Coşgun
Özlü
Photography
Temmuz
Trabzon
Ulus