Örneğin, ilk 3 dereceye giren çizerlerin tüm masraflarını karşılayıp, yanında getireceği ikinci kişinin masraflarının üstlenilmemesi. Masrafın, gelecek olan kişilere bırakılması. Yıllar önce bu konudan söz açıldığı bir gün, karikatürcü Burhanettin ARDAGİL, bizdeki bu davet edilen çizerin tek başına çağrılmasını şaşkınlıkla karşılamış ve
"Başka Bir Tarım Mümkün" Karikatürüm ve Bir Değerlendirme
İzmir'de düzenlenen "Başka Bir Tarım Mümkün" karikatür yarışmasının sonuçları açıklandı. Birincilik ödülünü Kürşat ZAMAN kazandı.
Önce yarışmanın iyi bir özelliğinden söz etmek istiyorum. Yarışma duyurusunun yapılmasından 2,5 ay, son katılım tarihinden de 1 hafta sonrasında sonuçlandırılmış ve ödül töreninin yapılıyor olması "övgüye değer bir organizasyon" deyimini hak ediyor. Şartname ayrıntılı şekilde hazırlanmış. Aklınızda her hangi bir soru kalmıyor sayılır. Uygulamada da aynı özen gösterildiği takdirde diyecek söz yok.
Vazgeçilemeyen eksiklik..
Yalnız, çoğu yarışmanın ortak bir eksikliği var. En iyisi denebilecek olanlarda da bundan vazgeçilemiyor. İki başlık halinde açıklayabilirim.
Birincisi; örneğin, ilk 3 dereceye giren çizerlerin tüm masraflarının karşılanıp, yanında getirecekleri ikinci kişinin masraflarının üstlenilmemesi. Masrafın, gelecek olan kişilere bırakılması.
Yıllar önce bu konudan söz açıldığı bir gün, karikatürcü Burhanettin ARDAGİL, bizdeki bu davet edilen çizerin tek başına çağrılmasını şaşkınlıkla karşılamış ve kendisinin göçmen olarak geldiği Bulgaristan'da ve diğer Avrupa ülkelerinde böyle bir şeyin asla olmadığını vurgulamıştı. Ardından şunları söylemişti;
Davet iki kişiliktir..
"Orada etkinliğe, törene vb. davet edilen sanatçıya 'Eşinizle davetlisiniz' diye bildirim yapılır. Sanatçı; eşi varsa eşiyle gider, evli değilse sevgilisiyle gider.. O da yoksa karşı cins arkadaşıyla gider. O da yoksa komşusuyla gider. Ama mutlaka yanında biriyle gider. Çünkü davet 2 kişiliktir."
Burhanettin ARDAGİL bunları söyleyene kadar, benim de hiç dikkat etmediğim bir konuydu. Duyduğumda, "Bu kadarını bile halledememişiz!.." diyerek ülke adına kendimi kötü hissettim. Yıllar öncesinden bu yana halâ bunu değiştirecek bir yarışma şartnamesine rastlamış değilim.
Bir diğer eksiklik de; ilk üç derece dışındaki ödül sahipleri 'üvey evlatmış' gibi görülmesini uygun bulmuyorum.
"Seni yarışmaya davet etmiyoruz. gelirsen kendi olanaklarınla gel!..." Çizer masrafları göze alıp giderse de "E, madem geldin, burada seni aç ve dışarda bırakmayız!..." (O kadarı da yapılmaz diye düşünüyorum.).
Bu ödül skalasındaki çizerlerin parasal ödülleri varsa, törene katılmaları halinde yol masrafına harcanacak. Parasal ödülü olmayanın durumundan söz etmeye bile gerek yok.
Oysa ödül kazanan herkes törende bir arada olabilmeli, bunun organizasyonu sağlanabilmelidir. Ödül sıralaması sadece kağıt üzerinde derece farklılığını yansıtır. Kazanan kişiler arasında ayrım yapılmamalı, ilgi farkı olmamalı.
Bütün bunları, bu şekilde şartname hazırlayan tüm karikatür yarışma organizasyonlarını dikkate alarak yazdım. İzmir'deki bu yarışmaya özel olmadığını anımsatmak isterim. Sadece konuyu gündeme getirmek için bir çıkış noktası oldu.
Yaşayan Karikatür..
Gelelim benim bu yarışmaya gönderdiğim çizimime.. Yine düşünsel boyutuyla çok iyi hazırlanamadığım bir yarışma oldu. Yok edilen doğada bulunabilmiş "bir avuç toprakla tarım" yapabilme çözümüne değinmeye çalıştım. Yarışmada derece alma beklentisi ve heyecanını bir yana bırakırsak, konu ülkemizde önemli bir sorun haline gelmiş ve gündemde olan yönüyle yaşayan karikatür oldu diyebiliriz.
Yaşasın karikatür!..