Siyasi partiler hangi fikri benimsemiş ve savunucusu olurlarsa olsunlar, o fikri kendi siyasi programına göre şekillendirip kullanabilecektir.
Dolayısıyla insanların kendilerine ait ideolojik ve benzeri düşünleri, partiler bünyesinde bütünlüğünü koruyamayacağı için her zaman "siyasi" düzlemde kalacaktır.
Oysa düşünce ve ideolojiler saflık ve derin anlamlar içerdiğinden, her türlü bozulmalara karşı korunmalıdır.
Futbol Takımı Taraftarlığı ile Siyasi Particilik Taraftarlığı
Muammer KOTBAŞ
Futbol ya da diğer spor branşlarının taraftarı pek alâ olunabilir. Fakat siyasi partilerin taraftarı olmak gerçeklerden uzaklaşmak olarak yaşanabiliyor.
Herhangi bir spor dalına ait bir takımı benimseyip, kendinizi onun taraftarı yapabilirsiniz. Bunun hiçbir sakıncası yok. Siz sempati duysanız da duymasanız da o takım kendi kuralları ve branşında yapması gerekenleri yapmayı sürdürecektir.
Sizin taraftar olmanız veya taraftarlıktan ayrılmanız, kendinizle ilgili bir durumdur. Bundan yurdunuz bir zarar görmez. Benimsediğiniz takım yenildiğinde, puan kaybettiğinde, derece yapamadığında siz de bir şey kaybetmezsiniz. Takımınızı yaşamınız merkezine alırsanız da, kötü sonuçlarda moralinizin bozulmasına neden olursunuz. Sıradan bir spor heyecanı ve eğlencesi olarak değerlendirirseniz de kendinizce mutlu olursunuz.
Dünyanın her yerinde taraftarlık popüler biçimde söz konusudur. Bazı ülkelerde fanatizme varacak yaklaşımlar her zaman sorun üreten bir konu haline gelebilmektedir.
Particilik sağlıklı değil..
Siyasi partilere "particilik" yaparak sempati duymak, pek de sağlıklı bir bakış açısı olduğunu sanmıyorum. Çünkü burada durum, spor takımları (özellikle de futbol) gibi değil. Siyasi parti oluşumları, ülkelerin sahibi olan ve orada yaşayan halkın işlerini yürütecek mekanizma olduğuna göre, belirli sürelerle yetki verilerek görevlendirilen çalışanlar bütünüdür.
Bu durumda; halk içinde her görüşten insanın "seçim" denilen uygulama ile göreve getirdiği çalışanlar, hangi partiden olursa olsun halk ve yurt için, onun yararına, onun adına belirlenen sürelerde görevlerini yapmak durumundadır. İyi yaparsa ona göre değerlendirilir, yapmazsa yeniden bir görevlendirilme yoluna gidilir.
Dünyada insanlar sağcı, solcu, liberal, muhafazakar, tutucu, aşırı sağcı, aşırı solcu, yeşilci, dini bütün, ateist, panteist, deist, inançsız, Agnostik, Hristiyan, Şintoist, Musevi, Druidist, Şamanist, Wicca, Rodnoveri, Astarte, Şii, Sunni, Zerdüşt... vb. olabilir, bu düşüncelere sahip olabilir.
Fakat bir siyasi partici olamazlar. Sempati duyabilirler fakat "partici" olmamalılar. Çünkü siyasi partiler hangi fikri benimsemiş ve savunucusu olurlarsa olsunlar, o fikri kendi siyasi programına göre şekillendirip kullanabilecektir. Dolayısıyla insanların kendilerine ait ideolojik ve benzeri düşünleri, partiler bünyesinde bütünlüğünü koruyamayacağı için her zaman "siyasi" düzlemde kalacaktır. Oysa düşünce ve ideolojiler saflık ve derin anlamlar içerdiğinden, her türlü bozulmalara karşı korunmalıdır.
Particilik benimsendiği sürece düşünce ve ideolojiler ekseninde sapmalar, kaymalar yaşanma riskini taşıyacağı için, görev sorumlulukları da tartışılır hale gelebilecektir.
Partilere, halka hizmet yapan, görevlendirilen, yelpazenin farklı renklerinde oluşumlar olarak bakılabilirse, taraftarlık sarmalından kurtulunacağı için ayrışma ve düşmanlıklar da olmayacaktır. Herkesi ilgilendiren halk yararı ve yurt kalkınması odaklı bir sonuç en sağlıklısı olacaktır.
Bu Sitede yayımlanan yazı ve görsellerin fikri sorumluluğu eser sahiplerine aittir
Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından derlenmiştir.
Etiketler
yazı