Sanatla Uğraşıyorsanız Karanlığın Kazananı Sizsiniz

Sanatla Uğraşıyorsanız Karanlığın Kazananı Sizsiniz

(1989)

Kısa süreli ve günübirlik ziyarete gelen yakın akrabanızla sohbete koyulmuşsunuzdur.

Serbest sohbettesinizdir. Söz döner dolaşır, bir kahraman üzerinde yoğunlaşır. Eski bir kişiliktir bu kahraman. 1100'lerin ikinci yarısı, 1200'lerin ilk yarısında 65 yıl yaşamış bir hükümdar. 


Kim olduğundan daha çok, O'nunla ve dönemiyle ilgili gerekli bilgiye  biraz da internet sayesinde daha rahat ulaşmış olmanın ve "alıcı gözle" yeni bilgileri kuşanıyor olmanın önem kazandığı anlar.

(1989)

Mutlusunuzdur. Keyfiniz de yerindedir.

Böylece içinde yaşadığımız gerçek zamanın egemen güçleri, bizi ne kadar da lümpen kurşun askerler kıvamına getirdiğini fark edersiniz.

Hazır kahramandan söz etmişken hemen Youtube'da O'nunla ilgili yapılmış iki saatlik tarihi filmini bulup soluksuz seyredersiniz.

(1982)

Bir çırpıda biten filmin sonunda şimdi daha da aydınlanmış olarak yorumlarda bulunursunuz. Akrabanız kısa ziyaretini çay-börek işliğinde bitirip evinin yolunu tutar. 

Siz kendi normalinize dönersiniz. tv seyretmek, İnternette gezinmek, varsa işinizi yapmak,  Fakat tam o anda elektrikler kesilir. Karanlıkta sadece siz ve sessizlik. 

Arıza mı oldu? Büyük bir problem mi var? Ne zaman tekrar gelir? Hiç bir fikriniz yok.

(1983)

Yıllar önce bir işportacıdan alınmış radyolu fener, imdadınıza yetişir. Küçük anteni sayesinde bir kaç radyo istasyonuyla çok net bağlantı kurabildiğiniz. Işığını yakıp, radyosunu açınca, (tesadüf bu ya) gür sesiyle Kayahan "Odalarda Işıksızım"la başbaşasınız.


Ardından başka şarkılar. Loş ışıkta müzik ve kaçınılmaz romantizm yeterli gelmez. Dünyadan kopuksunuz. Eliniz bir şeyler yapmaya alışkınsa, boş duramıyorsanız, sizin için işkence saatlerindesinizdir. 

(1984)

Son yıllarda çoğu kişinin kafasını kurcalayan o hayati soru takılır aklınıza. Bir de o canınızı sıkar: "Bir gün her şeyin fişi çekildiğinde, dijital dünya karardığında, hangi bilgiye nasıl ulaşacağız?" Daha da korkunç geliyor bu soru insana.

Çözümsüz gibi görünen bu karanlık saatler; bir karikatürcü, bir ressam, bir müzisyen ya da bir şair için zamanın bir başka değerlendirilmesi gereken güzel bir yanıdır. Kağıt, kalem, enstrüman varsa, üretim-yaratım süreci için eksik yok demektir.

(1988)

Kaybettiği savaşın gerekçelerini öğrenmek için cephe komutanını çağırır Napolyon. Komutan maddeleri hazırladığı listeyi okumaya başlar; 1- Barut bitti, 2- ...

Napolyon, komutanı susturur ve "Gerisini saymana gerek yok. Barut bittiyse savaş biter!"

 
Savaşı kaybetmemenin yolu baruttan geçiyorsa, yaşama dair direnci kaybetmemenin yolu da, kalem, kağıt, kitap ve entrümandan geçiyordur.

Sanatla uğraşıyorsanız karanlık savaşını kazanacağınız barutunuz da daima yanınızda ve bitmeyecektir.

(1988)

(1992)

  
(1992)                                                                             (1992)
(1995)

(1995)

(1995)

 

Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından üretilmiştir.

Art Colors

Sanatın renklerine dair..

Yorum Gönder

İlginize teşekkür ederiz!

Daha yeni Daha eski