Klasik Müzik Eşliğinde

"Horon"
(Taslak İllüstrasyon: Muammer KOTBAŞ, 05 Nisan 2004)



1975 yılında evimize ilk (renksiz - regülatörlü) Televizyonun girişi sonrası tek kanallı dönemde başlayan Pazar günleri öğlen 12:00'deki "Pazar Konseri", müzik duygumuzun da gelişmesini sağlamıştı. Ünlü bestecilerin eserleri kalabalık orkestra ile ve şef eşliğinde bizlere sunulurken, müthiş bir dinginlik yaşardık.

Bu sözünü ettiğim benim duygulanımlarım. Elbette halkın büyük bir çoğunluğu konser başladığında Televizyonlarını kapatırdı. TRT'nin Pazar konserleri geleneği yıllarca sürdü. Ben o bestelerle büyüdüm. 1979'da karikatüre daha çok zaman ayırıp çizmeye başladığımda da, o klasik bestelerin olumlu etkilerini gördüm. 

(Pazar Nptları - 39. Bölüm)

İnsan yaşamında müziğin yeri ve önemi yadsınamaz. Her ulusun her bireyin olmazsa olmazlarındandır. İnsanlığın var oluşundan başlayan gerek kendi sesi gerekse sahip olduğu her türlü alet ile çıkardığı çeşitli sesler günümüze kadar oldukça fazla gelişme göstererek evrensel bir boyut kazandığı noktaya gelmiştir.

Gelişmeler sonucu her ulusun kendine özgü farklı tınılar içeren orijinal müziği oluşmuş. Folklorik müzik geleneksel sosyo-kültürel tatları yansıtsa da, türü bakımından üretilen müzikler, dünyanın ortak dinlenebilen müzikleri, şarkıları olabiliyor. Yığınla verilebilecek örnek var bu konuda. 

Örneğin, 15 Temmuz 2012'de Youtube'da ilk yayınlandığında dünyayı K-Pop'la tanıştıran Güney Koreli şarkıcı Psy'ın "Gangnam Style" şarkısı, 1 milyar izlenmeyi geçen ilk video klip oldu. Bu viral oluşun ardından da 1 yıl içinde 3 Guinness rekoru kırdı.  

Böylesi gündem olanlar bir yana, salt müziği, duygu yoğunluğu ve sanatsal yönüyle içten hissedebilmek için seçici olmanın da önemi büyük. İşte o zaman da karşımıza dünyaca ünlü bestecilerin klasik müzikteki tadına doyulmaz besteleri gelmektedir. 

Mozart'ın bir eserini seslendiren 5 yaşındaki
Alberto Cartuccia CINGOLANI


1975 yılında evimize ilk (renksiz - regülatörlü) Televizyonun girişi sonrası tek kanallı dönemde başlayan Pazar günleri öğlen 12:00'deki "Pazar Konseri", müzik duygumuzun da gelişmesini sağlamıştı. Ünlü bestecilerin eserleri kalabalık orkestra ile ve şef eşliğinde bizlere sunulurken, müthiş bir dinginlik yaşardık.

Bu sözünü ettiğim benim duygulanımlarım. Elbette halkın büyük bir çoğunluğu konser başladığında Televizyonlarını kapatırdı. TRT'nin Pazar konserleri geleneği yıllarca sürdü. Ben o bestelerle büyüdüm. 1979'da karikatüre daha çok zaman ayırıp çizmeye başladığımda da, o klasik bestelerin olumlu etkilerini gördüm. Beyni dinlendirmenin, çizim yaparken işine konsantrasyonu sağlamanın en iyi ilacı oldu klasik müzik. 

1980'li yıllarda artık karikatürcü olarak tanınmaya başladığımda bir gazeteci arkadaşımla tanıdığımız bir fotoğraf stüdyosuna uğradık iş için. Çay ve sohbet devam ederken, sfüdyo sahibi bana bir soru sordu. Soruyu sorma nedeni aslında öncelikle sanattan uzak olmasıydı. Çevresinde sanatın içinde olan tanıdıkları olduğu halde, kendisi bu çevre ile birebir frekansları tutturamıyordu (yakalayamıyordu). 


Fakat bu eksikliğini de gidermeye çalışan birinin çabası vardı onda. Sorusu şuydu; "Ben Pazar günleri Televizyondaki klasik müzik konserlerini dinliyorum amma bir şey anlamıyorum. Çok istesem de anlamıyorum. Siz ne anlıyorsunuz?"

Bir anlamda bizden reçete istiyordu. Dinleyip anlamanın bir sırrı varmış ve biz o sırra ulaşmışız ve ona da vermemizi istiyordu. Onun anlayacağı şekilde açıklamalarda bulundum. Her şeye rağmen yine de herhangi bir beklentiye girmeden sadece müziği hissederek dinlemeye çalışmasını önerdim.

Sonrasını bilmiyorum. Klasik müzikle barışabildi mi, yoksa sonsuza dek yaşamından silip attı mı? Ancak ben yıllardır her fırsatta ilk önce tercih ederek dinlediğim klasik bestecilerin yorumları olmuştur. En çok da çalışırken veya herhangi bir iş yaparken. Ve  elbette karikatür çizerken, resim yaparken, şiir-yazı yazarken.. Vazgeçilmezimdir.

(Taslak İllüstrasyon: Muammer KOTBAŞ, 3 Aralık 2003)


Klasik müziğe yakın hissettiğim ve çalışırken bana eşlik eden müzikler de var. Örnekleri için Radyo Voyage'ın özellikle gece yarısından sonraki sabah saatlerine kadar süren doyumsuz müziklerini önerebilirim. Bunun gibi yabancı radyolar da dinlenebilir. Youtube'da ise dolu dolu klasik müzik bulup dinleme olanağı da var.
 
Ben bu yazımı sabaha karşı saatlerde yazarken Radyo Voyage'ın çalma listesinin beni motive ettiğini de belirteyim. 

Müziksiz kalmayın! İyi Pazar'lar.. 💖

Pazar Notları ARŞİVİ:

Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından üretilmiştir.
Daha yeni Daha eski