Pazar Notları (33).. Otelin Avukatı

Bir avukat anlattı yaşadıklarını. Turizm açısından yoğun olan bir şehirde, çok yıldızlı bir otelin avukatlığını yaptığını söyledi. O otelde hiç tatil yapamadığını da sözlerine ekledi. Bunun nedenini, otelin pahalı oluşuna ve bütçesinin yeterli olmayacağına dayandırıyordu.


Ekonominin doğrudan içinde olmasanız da, yanından, kenarından geçseniz de o kendisini konuşturmaktan vazgeçmiyor şu günlerde.

Uzun yıllardır dinlediğim bir radyocu ve sürdürdüğü bir programı var. Bugüne kadar çeşitli radyolarda çalıştı ve programını sürdürdü. Halen de sürdürüyor. Programının içeriği geçmiş yıllarda çeşitliliğe sahipken, özellikle son bir yılda tek bir içeriğe sürüklenmiş durumda. Aslında programın içeriğinde hiçbir değişiklik yok. 

Dinleyicilerin farklı yollarla katılımlarıyla renklenen ve o an konusu belirlenen program bu günlerde tek bir konuya yoğunlaşmış. 

(Karikatür: Muammer KOTBAŞ - 1983)

Pazar Notları (33).. 
Otelin Avukatı

Bu hafta da ekonomi bağlantılı notlara yer vereceğimi geçen haftadan belirtmiştim. Ekonominin doğrudan içinde olmasanız da, yanından, kenarından geçseniz de o kendisini konuşturmaktan vazgeçmiyor şu günlerde.


Radyo programının içeriği

Uzun yıllardır dinlediğim bir radyocu ve sürdürdüğü bir programı var. Bugüne kadar çeşitli radyolarda çalıştı ve programını sürdürdü. Halen de sürdürüyor. Programının içeriği geçmiş yıllarda çeşitliliğe sahipken, özellikle son bir yılda tek bir içeriğe sürüklenmiş durumda. Aslında programın içeriğinde hiçbir değişiklik yok. Dinleyicilerin farklı yollarla katılımlarıyla renklenen ve o an konusu belirlenen program bu günlerde tek bir konuya yoğunlaşmış. 

Radyo programcısı ne yaparsa yapsın, hangi konuyu belirlerse belirlesin, yazılan / gönderilen mesajlar mutlaka ekonomiyle bağlantılı oluyor. Radyocu her seferinde bu durumu gündeme getirse de, gerçek değişmiyor. Konu ne olursa olsun insanlar mutlaka ekonomi ile ilişki kurarak konusunu dile getiriyor.

Bu durum kişinin ve toplumun gerçeği olunca kaçınılmaz olarak her yerde karşımıza çıkabiliyor. Tıpkı bu sayfalarda olduğu gibi.. İçinde yaşadığımız toplumun bir parçası olarak ekonomi gündeminden payımıza düşeni alıyoruz günün sonunda.


Arkadaşlar, bakın aramızda...

Bir avukat anlattı. Turizm açısından yoğun olan bir şehirde, çok yıldızlı bir otelin avukatlığını yaptığını söyledi. Buna rağmen o otelde hiç tatil yap(a)madığını da sözlerine ekledi. Bunun nedenini, otelin pahalı oluşuna ve kendi bütçesinin yeterli olmadığına dayandırıyordu.

Bir gün farklı bir karar aldı. O kararıyla ilgili yaşadıklarını da şöyle anlattı. "Bir akşam karar verdim ve avukatlığını yaptığım bu otelin barında bir şeyler içmek için otele gittim. Barda 5-6 erkek turist vardı. Bir süre sonra turistlerin biri ile aramızda sohbet başladı ve bana mesleğimi sordu. Avukat olduğumu söyledim. Bunu öğrenen turistin gözleri parladı. Heyecanla diğer arkadaşlarına dönerek onlara seslendi;

- 'Arkadaşlar! Bakın aramızda bir avukat var!

Sanki çok ünlü birini görmüşler gibi, hepsinin gözleri merakla büyümüş, yüzlerinde farlı bir merak duygusu.. Bütün ilgi ve dikkatleri benim üzerimdeydi ve gülümsüyordular..

(Karikatür: Muammer KOTBAŞ - 1988)

Ben 'neler oluyor!' diye merakla şaşkınlıkla onları izlerken, ilgilerinin neden üzerimde yoğunlaştığını anlamaya çalışıyor, bir yandan da sakinleşmelerini ve normale dönmelerini bekliyordum
.
Bir kaç dakika sonra, tuhaf bir durum olmamasına rağmen neden böyle ilgi gösterip heyecanlandıklarını sordum.
 
Onlar da gayet basitçe anlattılar bana. Bu turist arkadaşların hepsi, geldikleri Avrupa ülkesinin inşaat işçileriydi. Bu lüks otelde 15 gün her şey dahil tatil için gelmişlerdi. Daha doğrusu, çalıştıkları firma mutlaka tatil yapmaları gerektiğini belirterek, bu konudaki masraflarını da vermişti. Benim avukat olduğumu öğrendiklerinde, bir avukatla bir arada olmaktan mutlu olduklarını, heyecan duyduklarını, dolayısıyla da bu nedenle heyecanla tepki verdiklerini anlattılar.
 
Bütün ilginin üzerimde olduğu o an benim için gurur verici bir andı. Fakat ne yazık ki buna sevinemedim. 


Buradan anladım ki, ekonominin güçlü olması demek, işçi ya da farklı bir meslekten olmanın fark etmeksizin, yurtdışında lüks bir otelde 2 hafta tatil yapabilmek demekti. Zayıf veya kötü ekonomik ortamda ben mesleğime rağmen bu şansı bulamıyordum."
-----

Yazılanlardan çıkan sonuç açık ve net.. Yaşamın hangi yanında yer alırsak alalım, insanca yaşamaya uygun koşullar oluşturulmadığı, sağlanmadığı sürece sanat da siyaset de iş-emek dünyası da bu kötü gidiş ve krizlerden payına düşeni alacaktır. 

Ve bu konunun konuşulduğu kadar da, düzeltilmesi doğrultusunda çaba harcanması zorunludur.

Umarız toplumsal bilinç kendi üzerindeki olmaması gereken kara örtünün farkında olur ve insan onuruna saygı temelinde yaşamını sürdürür. 💖

Konu İle İlgili Blog İçi Aramalar: 

 

Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından üretilmiştir.
Daha yeni Daha eski