Bir Çizer Bir Çizere "Senin Eve Misafir Gelmiyor Mu?" Diye Sormuş


Karikatür sanatını ve karikatür çizmeyi yaşam biçimi olarak benimsemiş çizerler için en önemli şeyin zaman olduğunu söyleyebilirim. Çizerin çizim için ayıracağı 'zaman' dediğimiz o özel boyut, yaşamdan oldukça steril olması gerekiyor. 

(Taslak İllüstrasyon: Muammer KOTBAŞ, 17.06.2004)

Muammer KOTBAŞ

Karikatür sanatını ve karikatür çizmeyi yaşam biçimi olarak benimsemiş çizerler için en önemli şeyin zaman olduğunu söyleyebilirim. Çizerin çizim için ayıracağı 'zaman' dediğimiz o özel boyut, yaşamdan oldukça steril olması gerekiyor. 


Çünkü; çizerin beslenmesi gereken her şeyle (sosyal yaşam, doğa, olaylar, insanlar, çevre ve kısaca yaşamın kendisi) iç içe olması gereken zaman bölümü yanında, bir o kadar da (hatta daha fazlası) düşünsel üretim ve çizim aşamasında da sözünü ettiğimiz o steril özel zamana gereksinimi olacaktır. Her ikisini sağladığında, ortaya çıkacak sanat eseri, üretimin bütünlüğünün sonucu olarak noktalanacaktır. Ve bu döngü üretim adına sürüp gidecektir.


Üreten kişi için yukarıdaki bütünselin en önemli ayağı olan 'kendine zaman ayırarak çizim yapma bölümü' herkes için aynı olmadığı gibi, aynı zamanda sorunlu bir bölümdür. Sesler, müdahaleler, aile yaşamı vb. dış etkiler çizim-üretimi olumsuz etkileyen ve konsantrasyonu bozan etkilerdir. 

Bu etkileri en aza indirebilmeyi başaranlar, orantılı olarak üretimde de istediği yoğunluğu yakalayabilmiş demektir.  Günlük çalışma yaşamı uygun olanlar için gece çalışmak hatta sabahlamak, kurtarıcı bir zaman dilimidir. 

(Taslak İllüstrasyon: Muammer KOTBAŞ, 22.06.2004)

Aile ortamında aile fertleriyle  yaşamı paylaşanlar için, durum biraz daha zor denebilir. Hem aileyi hem çizgiyi ihmal etmemek birinci koşul olmak zorunda. Aksi düşünülemez. Böyle durumlarda çizerin özel zaman yaratması kaçınılmazdır. Her iki tarafı aksatmadan sürdürebilmek kayda değer bir başarıdır. Elbette bunu başaranlar var.

Bir ressam arkadaşım anlatmıştı. Bir şirkette çalışan eşi ile yedi yıl flört dönemi ve 5 yıllık evlilik olmak üzere 12 yıllık mutlu beraberliklerine rağmen, "Bir gün" dedi, "tuvalin karşısında yoğunlaşmışım, resim yaparken eşim elinde tepsiyle geldi. Çay getirdiğini söyleyince konsantrasyonum bozuldu ve ona 'Ne çayı!.. Senden çay isteyen mi oldu!..' diye sert çıkıştım. Oysa beni düşünerek iyi niyetle bu ikramı yapmıştı. Ancak o anki çalışma sistemim kesintiye uğradığı için ani tepki verdim."


Evli çizerin (kadın ya da erkek) eşi de her hangi bir sanat dalı emekçisi-üreticisi değilse, yukarıdaki örnekteki gibi çatışma ister istemez kaçınılmaz olacaktır.

Facebook'ta gözüme takılan iki portreci çizer Halit KURTULMUŞ ile Ali ŞUR'un kısa yazışması, buradaki konuyu en iyi anlatan örnek oldu aslında.  Halit'in çizmiş olduğu bir portre altına yapılan yazışmada Ali; Halit'in üretkenliğini överken, kendilerine çok sık misafir geldiğinden yakınarak onlarla ilgilenmekten, çizime yeterince zaman ayıramadığını söylüyor ve Halit'e soruyor; "Senin eve misafir gelmiyor mu?" diye.


Halit pratik çözüm önerse de, her zaman uygulamak mümkün olmuyor. Bütün iş yine çizerin büyük özverisine kalıyor. Yeri geldiğinde misafirlerle de ilgilenmemeyi göze almak gerekebiliyor. 

Üretkenlik konusunda Türkiye'den ve yurtdışından birçok isim sayabiliriz. Olumlu ya da olumsuz koşullara rağmen, az ya da çok üreten herkes baş tacımdır. 

Emeklerine saygıyla!.. 💖

Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından üretilmiştir.
Daha yeni Daha eski