En alt aşamalardan başlayıp, çizgiye emek verip, karikatür sanatını hazmederek yoğrulan ve adını bileğinin gücüyle çizgi sanatı tarihine yazdırmakla uğraşan çizerlerin eserlerindeki imzaları, teknoloji yardımıyla silip kendi imzasını atabilen birinin, akıl açısından yetersiz kişilik olduğunu düşünüyorum..
O nedenle, söz konusu kişinin takma isim kullandığı için bu kadar cesurca hareket ettiğini tahmin ediyorum.
Yoksa karikatürün içerde ve uluslararası arenasında bu kadar rahat hareket edemezdi.
Muammer KOTBAŞ
Bu satırların yazılmasına ilham veren karikatürcü dostum Mehmet KAHRAMAN'ın bir cümlesiyle başlamak istiyorum yazıma.
"Bundan yarım asır önce, öğretmenlerimiz " Dünya'da en büyük icat ATEŞ" olduğunu söylüyordu.
Ateşle ısınabilir, aydınlanabilir, besinleri pişirebilir hatta yangın bile çıkarabilirsiniz. Ateşle doğayı, hayvanları, insanları yakabilir onlara zarar verebilir, yok edebilirsiniz.
Bugün en büyük icat nedir?
Hiç şüphesiz INTERNET."
Ateşle ısınabilir, aydınlanabilir, besinleri pişirebilir hatta yangın bile çıkarabilirsiniz. Ateşle doğayı, hayvanları, insanları yakabilir onlara zarar verebilir, yok edebilirsiniz.
Bugün en büyük icat nedir?
Hiç şüphesiz INTERNET."
Mehmet'in yazısından alıntıladığım üstteki paragrafın devamı da var. Konu özetle, 'silah icat oldu, mertlik bozuldu' özdeyişindeki gibi, bir zamanların silahının yerini günümüzde internetin almış olmasıydı.. Daha doğrusu, internetin kötü amaçlı, kirli çıkarlar ve başkalarına saldırı amaçlı kullanılmasıydı.
İnternet öncesi..
İnternet, insanlığın önemli ve vazgeçilmez bir parçası artık. Yokluğu yıllarında ayrı ayrı ve bir takım aşamalarla ulaşabileceğimiz neredeyse her şey, şimdi oturduğumuz yerde, bir tık ötemizde. Ve bu 'bir tık'ın hacmi, bütünüyle içinde olduğu 'dünyanın kendisi'..
İnternet öncesi yıllarda sürekli gittiğimiz cafede bir gazete elden ele dolaşarak okunurdu. Karikatür albümlerine sahip olabilmek, dünya çizerlerinin karikatürlerini görebilmek oldukça zordu. Albüme sahip olamazsan eksik kalıyordun. Dizgi, baskı, afiş, duyuru işleri kalitesiz, ve yetersizdi. Kısaca koşullar o kadarına el veriyordu.
O dönemleri ve zorluklarını yaşayanlar, şimdi internetin kolaylıklarını daha içten hissediyor ve anlıyor.
Sahtekarlıklar ya da trollük..
Bugün internetin kolaylığından en çok yararlananların başında karikatür çizerleri geliyor. Gerek ulusal-uluslararası yarışmalara eser göndermek gerekse eserlerini sunmak ve dünya çizerlerini takip etmek, işten bile sayılmayacak kadar anlık..
Geçmişi ve bugünü bu şekilde yaşamamış, sindirememiş, yeni gelişmelere uyum sağlayamamış olanlar da çıkıyor. Kendi geliştirdikleri kötülükle, çağın gelişmişliğinin sahtekarlık yanına monte olabiliyorlar. Böylece siz yaptığınız işlerle yolunuzda ilerlerken, onlar önünüze karanlıkta çukurlar açarak, huzursuzluklarına esinti olmaya çalışıyorlar.
Bu şekilde kendini yönlendirmiş olanların organize biçimde konumlandıkları göreve trollük deniyor. En çok da sosyal sanal ortamlarda çıkıyorlar karşımıza. Özellikle Twitter'da! Maaş alarak, sahte hesaplarla paylaşımlar yapan çok sayıda kişi var. Bunları araştırıp deşifre edenler oldu. Dahası, zaman zaman kendilerini ele verdiler. Bunların görevleri yapay gündem oluşturmak, farklı görüşlere karşı karalama, aşağılama kampanyaları düzenlemek. Böylece birilerinin istediği ve kullanabilecekleri sömürü ortamını yaratmak için piyon konumunda kalmak.
Karikatüre olumsuz etkisi..
Teknolojik ilerleme ve kolaylığın sahtekarlara sağladığı uygunsuz işin adı, tetikçilik yapmak. Mehmet KAHRAMAN'ın sözünü ettiği konudaki olay tam da bu, Üstelik bu işi yaparken hem Mehmet'in ismine yakın bir başka ismi (bilerek ya da bilmeyerek) birbirine karıştırıyor hem de 'benzer' karikatür adı altında O'na ve başka karikatürcülere saldırabiliyor.
Kötü amaçlı bu türeyenler arasında, yine Mehmet'in sözünü ettiği ve örneklendirdiği gibi; karikatürcü-karikatürist Halit KURTULMUŞ'a ait olmadığı halde, benzer diye yayımlayarak Halit'in adını kullandığı karikatürler olması. Yapılanların iyi niyetli olmadığı kesin. Bu 'dijital türemişler' çizerlere saldırı, karalama, aşağılama, küçük düşürme gibi amaçlar güttükleri için şimdilik kendilerini saklamayı başarıyorlar.
Bunlardan biri de; bir süre önce gündemimize girmişti. Karikatürcülerimizden Aşkın AYRANCIOĞLU, Erhan Yaşar BABALIK ve Altan ÖZESKİCİ'nin ortak imza ile deklare ettiği, ve yaptığı bir çok çalıntı eserle yakalanan bir kişi. Çizer diyemem! Çizer bunları yapmaz!.. İlk karikatür kelimesinin bir kitapta yer almasının üzerinden 306 yıl geçti.. 306 yıldır karikatür tarihinde, Türkiye'de ve dünyada böyle bir olay yaşanmadı. Davranış bozukluğu sergileyen bu kişinin ülkemizde olması, en büyük puan kaybıdır çizgi sanatı adına.
En alt aşamalardan başlayıp, çizgiye emek verip, karikatür sanatını hazmederek yoğrulan ve adını bileğinin gücüyle çizgi sanatı tarihine yazdırmakla uğraşan çizerlerin eserlerindeki imzaları, teknoloji yardımıyla silip kendi imzasını atabilen birinin, akıl açısından yetersiz kişilik olduğunu düşünüyorum.. O nedenle, söz konusu kişinin takma isim kullandığı için bu kadar cesurca hareket ettiğini tahmin ediyorum. Yoksa karikatürün içerde ve uluslararası arenasında bu kadar rahat hareket edemezdi.
Alttaki şu değerlendirmeleri yapınca, sizler de beni haklı bulacaksınız..
1- Bu kişinin kullandığı isim gerçek ismi olsa, hakkında yayımlanan yazılara yanıt verir veya kendini savunurdu,
2- Aslında bu isimde gerçek bir kişi yoktur. Takma isim kullanan kötü niyetli biri, çizerlere ve karikatür sanatına kara leke sürmek için kasıtlı-bilinçli yapıyordur,
3- Şu olasılık akla daha yatkın geliyor. O art niyetli kişi, takma adı nedeniyle hakkında yazılanlara karşılık veremiyordur. Çünkü zaten savunacak bir haklılığı yoktur.
4- Gerçek kişilik olsa, telif cezaları nedeniyle bir korku yaşar ve bu kadar açıkça çalıntı yapamaz. Konu ile ilgili yayınları incelediğinizde sorularınız da karşılık bulacaktır.
Bir diğer sahtekarlık yukarıdakilerden farklı. İnternet ortamında bazı dikkatsiz, değer bilmez veya kötü niyetli kullanıcılar; sosyal medya hesaplarından paylaştıkları karikatürlerden çizerlerin imzalarını siliyor, kesiyor ya da o şekildeki karikatürleri sorgulamadan kullanıyorlar. Dahası yanlış, uydurma isimle de servis edebiliyorlar. Ardından paylaşıla paylaşıla internet fenomeni bile olabiliyor bir karikatür. Örneğin Gürbüz Doğan EKŞİOĞLU'nun yaşadığı bir gerçek bu.
'Benzerlik' oyunları.. Tuzağa düşmeyin..
Sahte kimlikleriyle, olur olmaz karikatürleri bir araya getirip 'benzer' diye piyasaya sürenler; belli ki iyi bir şey yapmadıklarının bilincinde olarak kendilerini de saklama gereği duyuyorlar.
Çizerlere şunu söyleyebilirim, kendinizden eminseniz, hakkınızda üretilen karalama yayınları ciddiye almayın. 'Benzer' esere sahip olmak da gayet doğal. Gerçekten benzerlik varsa, eleştiriye açık olun. Bu durum, karikatür sanatı adına gelişmeyi sağlar. Benzemediği halde 'benzer gibi' eserlerinizi kullananların ise iyi niyetli olmadığını anlarsınız zaten.
Sahtekarın oluşturmak istediği gündemi, kendi gündeminize taşıyarak tuzağa düşmeyin!
Kaynak-1: Facebook >
Kaynak-2: Facebook >
Etiketler
Aşkın Ayrancıoğlu
Erhan Yaşar Babalık
Halit Kurtulmuş
Hırsız
Hırsızlık
Internet
Karikatür
karikatürcü
kopya
Mehmet Kahraman
Teknoloji
Tetikçi