Cumartesi Fıkraları - 14

(Taslak İllüstrasyon: Muammer KOTBAŞ, 17.09.2019)


Derlemiş olduğum "yaşanmış fıkra gibi olaylar"dan seçtiklerimi sizlere aktarmaya devam ediyorum. "Cumartesi Fıkraları" başlıklı bu derlemelerden, bu hafta bir karma yaptım. Bazıları yaşanmış, bazıları Televizyonlardan derlenmiş ve bir bölümü de sevdiğim fıkralardan oluşmaktadır.

Anlatılar, her ne kadar mizahi özellikleriyle ön plana çıkarılmış olsa da, ne yazık ki bazı acı gerçekleri bize göstermiş olmalarını da görmemezlikten gelemiyoruz. Bazılarının hüzünlü ya da trajikomik olması da söz konusu..
Derlemeleri, bu açıdan da gözlemleyerek okumakta yarar var.


 Cumartesi Fıkraları - 14

Derlemiş olduğum "yaşanmış fıkra gibi olaylar"dan seçtiklerimi sizlere aktarmaya devam ediyorum. "Cumartesi Fıkraları" başlıklı bu derlemelerden, bu hafta bir karma yaptım. Bazıları yaşanmış, bazıları Televizyonlardan derlenmiş ve bir bölümü de sevdiğim fıkralardan oluşmaktadır.


Anlatılar, her ne kadar mizahi özellikleriyle ön plana çıkarılmış olsa da, ne yazık ki bazı acı gerçekleri bize göstermiş olmalarını da görmemezlikten gelemiyoruz. Bazılarının hüzünlü ya da trajikomik olması da söz konusu..
Derlemeleri, bu açıdan da gözlemleyerek okumakta yarar var.
İyi okumalar!..


ÖNEMLİ

"Büyüyünce ne olacaksın ?" sorusuna yanıt veriyor çocuk;
- "Büyüyünce önemli bir şey olucam!.."

“DAVET”

 Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) yapılacak bir panele, dönemin Trabzon Belediye Başkanı M. Volkan CANALİOĞLU da davetlidir. Fakat Başkan, işi nedeniyle bu panele katılamayacağı için, birimindeki görevlilerden birinin bir telgraf çekmesini söyler. 

Telgrafı kim nasıl yazmışsa, panelistlere aynen şu şekilde ulaşmıştır;
 “Yoğun programım nedeniyle davet etmiş olduğunuz panele katılamayacağım. Nazik davetinize teşekkür eder, genç çiftlere bir ömür boyu mutluluklar dilerim.
M. Volkan CANALİOĞLU, Trabzon Belediye Başkanı"
 (Günebakış Gazetesi’nden, 29.03.2005)

“SUS, ÇAVUŞ GELİYOR!” 

Temel askerde gece nöbetindedir . Nöbetçi Yüzbaşı bir ara kontrole çıkar ve Temel’in nöbet 
tuttuğu yere uğrar. Nöbet yeri oldukça karanlıktır. Bu yüzden gelen kişinin Yüzbaşı değil de, Er  arkadaşlarından biri olduğunu zanneden Temel, özel bir karşılamada bulunmaz. Komutan da kendini tanıtmamıştır.
 
Yüzbaşı Temel’e sorar;
- "Aç mısın?.. Üşüyor musun?.."
- "Hayır!.." der Temel.. 

Tam o sırada Çavuş’un da oraya doğru geldiğini gören Temel, Er zannettiği Yüzbaşı’ya dönerek;
- "Sus, sus!.. Çavuş geliyor!.." diye uyarır ve hazırola geçer.


Sevdiğim Fıkralar..

PROFESÖR ve ŞÖFORÜ

Dünyaca ünlü Profesör, uluslararası bir sempozyumda önemli bir konuşma yapmak üzere şoförü ile yola çıkar. 

Yolda Profesör, şoförüne;
- "Bunca yıldır yanımdasın ve bütün toplantılarda tüm söylediklerimi ezberledin. Bugünkü toplantıda ben dinleneyim, yorgunum. Konuşmayı sen yap! Ben de senin yerine geçeyim, şoförün olayım." der ve öyle de yaparlar.

Profesörün yerine kürsüde gerekli bilimsel konuşmayı yapan şoför, gelen soruları da kolayca cevaplar.. Fakat son yöneltilen soru, şoförün cevabını bilmediği bir sorudur. Ancak büyük bir ustalıkla olayı kurtarır. ve salona seslenerek;
- "Bu soruyu bilemeyecek ne var!.. Bunu şoförüm bile bilir!.." der ve arka sıralarda onu dinleyen Profesörü işaret ederek kürsüye davet eder. Şoför zannedilen Profesör, soruyu kolayca yanıtladığında herkes ayaktadır ve salon alkışlarla inlemektedir.

DAVUL

Temel elinde bıçak, İlyas'ı kovalamaktadır. Arkasından koşarken bir yandan da kızgınlıkla bağırır:
- "Ula, seni yakalarsam derini yüzup davul yapacağum daa!."

Temel'in bu tehdidinden daha da korkarak kaçan ve nefes nefese kalan İlyas, hızla bir ağaca tırmanır ve belindeki bıçağını çekerek karnına sağlamaya başlar. O anda da Temel'e seslenir:
- "Ha bu davuli sana çaldirmayacağum daa!.."


BOZUK PARA

Bir barda müşterilerin her gece uyguladıkları bir eğlenceleri vardır. Gecenin ilerleyen saatlerinde onları eğlendiren, bar dışında bir köşede bekleyen yoksul adamdır.
Müşteriler belli bir saatte adamı dışarıdan çağırır, bar üzerine bozuk paralarını üst üste dizerler.. Yoksul adam eliyle paralara hızla vurup dağıtır... Dağılan bozuk paralardan da bir tanesini alıp koşarak bardan dışarı çıkar. Müşteriler bunu yaptıkları her seferinde, parayı alıp kaçan adamın arkasından kahkahalarla eğlenirlerdi. 

Bu durum; kasabaya misafir gelmiş olan ve bir kaç akşamdır bara uğrayan adamın dikkatini çeker. Bir başka akşam yine aynı olay yaşanınca, paralara vurup dışarı koşan adamın arkasından o da dışarı çıkar. Adamı bulur ve merakla sorar;
- "Bozuk paralara vurup, dağıtıyorsun ama neden her seferinde bir tane alıp kaçıyorsun?"
Adam yanıtlar;
- "Onlar da buna gülüyor zaten. Ben öyle yapmazsam, bir daha o oyunu yapmazlar.

HAYIRRRRRRRRRRR!..

Yolcular uçağa binmiş, pilotları bekliyorlarmış..
Pilotlar görünmüş, kol kola girmişler, birinin sağ, birinin sol elinde görme engellilerin beyaz bastonuyla geliyorlarmış... Adamlar kör..

Yolcular gülmüşler, şakadır herhalde!..
Kimse buna ihtimal vermediği için tepki göstermemiş.

Uçak kalkışa geçmiş, hızlanmış, hızlanmış, hızlanmış... Pistin sonuna doğru yaklaşmış.. Yolcular korkmaya başlamışlar, "Hey! Ne yapıyor bu?" diye birbirlerine sormuşlar...

Pistin sonu görünmüş; sadece birkaç metre kalmış; bağırmaya başlamışlar:
- "HAAYIIIIIRRRRRRRR!..."

Bu sesi duyan pilot kalkış levyesine asılmış, uçak pistin bitmesine milimetreler kala kazasız belasız kalkmış.
Kör pilot yanındaki yardımcı kör pilota dönmüş:
- "Bu yolcular bir gün 'HAYIR' diye bağırmakta geç kalacaklar ve hepimiz geberip gideceğiz!.."


Televizyondan Derlemeler..

 Kanal 7 Televizyonunda bir programda sunucu, karısı da yanında olan orta yaşlı adama soruyor,
- "Ne zaman nerede tanıştınız?"
Adam;
- "Akrabam o benim, dayımın kızı!.."

SAKATAT

Tarsus'ta 1 ton At ve Eşek eti ele geçirildi. (26 Kasım 2008)

DELİL

"K. Y.'yi öldüren 2 akrabası, delil bırakmamak için araçtaki parmak izlerini silmeye koyuldu. Bu durum, ipucu bırakmamak için iyi düşünülmüş bir hareketti. Ancak bunu yaparken çevredeki kameraları unutmuşlardı. Delil yok etme çalışması yaptıkları görüntüler sayesinde kaçamadan kısa sürede yakalandılar. (Mayıs 2022)

"Kamuflaj" (Foto: M. KOTBAŞ)

Hüzünlü Bir Kaç Olay..
Bu yaşanmış olay, tıpkı hüzünlü bir film sahnesi gibi...

KUŞÇU MUSTAFA

İskenderun'da yıllardır kuş besleyen ve adı "Kuşçu Mustafa" olarak anılan kişi 60 yaşında trafik kazasında yaşamını yitirdi.
Toprağa verilirken, dostları da, 50 yıldır O'nun beslediği kuşları-güvercinleri mezarı başında salıverdiler gökyüzüne.. (14 Kasım 2008)

KAMYON

Belediye otobüsünün yanından geçen kamyondan devrilen toprak, otobüsün içine doldu.1 kişi öldü. (İstanbul, 2007)

BEYİN CERRAHI

Eskişehir'deki Yunus Emre Hastanesi'ndeki 6 Beyin cerrahı, ihaleye fesat karıştırmaktan gözaltına alınınca hastanede beyin cerrahi kalmadığından, hastalar başka hastanelere sevk edildi. (29 Aralık 2008)


İki İlginç Slogan..

- "Yalanlar Üstüne" filminin sloganı: "Kimseye güvenme, herkesi oyuna getir!.." (19 Aralık 2008)

- Bir giyim mağazasının sloganı: "İyi giyin az öde!.."



Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından üretilmiştir.
Daha yeni Daha eski