Andrea ve Mehmet arkadaşımı kutluyorum. Hem bir konu üzerinde tartışmış olmaları hem de gerektiği gibi tartıştıkları için. Toplumumuzda daha çok gözlemlenen tartışma kültürünün yoksunluğu, bu tür tartışmaları arar hale getiriyor bizleri. Dünyanın başka ülkelerinde tartışma
Geçtiğimiz günlerde iki karikatürcü dostumun; İtalyan Karikatürcü Andrea PECCHIA ile Türkiye'den Karikatürcü Mehmet KAHRAMAN'ın güzel bir tartışmasına tanık oldum.
Facebook üzerinde kısa süreli bu tartışma bizlere çok şey anlatıyordu. Yapıcı-olumlu ve eleştirel tartışabilmenin ne kadar önemli olduğunu anımsadık.
Tartışabilmenin temelinde; aşırı tutuculuktan uzak, şovenizm sarmalına kapılmadan dünya yurttaşı kimliğiyle yer alabilmek yatar.
Eleştirel Araştırma Yapmak
Geçtiğimiz günlerde iki karikatürcü dostumun; İtalyan Karikatürcü Andrea PECCHIA ile Türkiye'den Karikatürcü Mehmet KAHRAMAN'ın güzel bir tartışmasına tanık oldum. Facebook üzerinde kısa süreli bu tartışma bizlere çok şey anlatıyordu. Yapıcı-olumlu ve eleştirel tartışabilmenin ne kadar önemli olduğunu anımsadık.
Bu nedenle; öncelikle iki arkadaşımı da kutlarım. Hem bir konu üzerinde tartışmış olmaları hem de gerektiği gibi tartıştıkları için. Toplumumuzda daha çok gözlemlenen tartışma kültürünün yoksunluğu, bu tür tartışmaları arar hale getiriyor bizleri. Dünyanın başka ülkelerinde tartışma kültüründen uzak, ötekini yok sayan aşırı fanatikler yaşamaktadır. Tarihsel örneklerden biri de Hitler'dir.
Tartışabilmenin temelinde; aşırı tutuculuktan uzak, şovenizm sarmalına kapılmadan dünya yurttaşı kimliğiyle yer alabilmek yatar.
İnsanlık tarihinin; ortaya çıkmış, geçmişten gelen kültürlerinde, zamanla dejenerasyon, yozlaşma, bozulma ve art niyetli otoritelerce farklı yöne kanalize edilmesi sonucunda halkları ilgilendiren konular tartışılır duruma gelebiliyor. Gerektiği gibi araştırılmadığı ve doğrusu öğrenilmediğinde, yanlış bilginin gölgesinde evrilen kültür, aslından uzak başka bir kültüre dönüşebiliyor.
Bağımsız tarihçilerden, araştırmacılardan doğru bilgi edinmek gerektiği vazgeçilmezimiz olmalı. Bu doğrultuda tartışmalarımızın da yararlı olacağı kesindir. Çok basit bir örnek, ne demek istediğimi olumluyacaktır.
Cüneyt ARKIN, Yeşilçam sinemasının en tanınan Aktörlerinden biridir. Bu doğru bir bilgidir. Ancak kendisinin Senarist, Yapımcı, Yönetmen ve Doktor olduğunu öğrenmemiz, söz konusu bilgimizi tamamlayan doyurucu bilgidir. Fakat O'nun asıl adının Fahrettin CÜREKLİBATIR olduğunu bilmemiz, O'nun hakkında tüm edindiğimiz bilginin aslını da biliyor olmamız demektir. Eğer O'nunla ilgili bir tartışma yapılacaksa, bu bilgiler ışığında yapıldığında sağlıklı bir tartışma olacaktır.
Trabzon Atatürk Meydanı'nda bulunan panolar.. (1999) |
Bir başka tamamlayıcı örnek kendimden verebilirim. Yıllar önce, Belediyenin önerisiyle (1,5m x 3m) boyutlarındaki 6 adet kalıcı panoya, üç karikatürcü (Adnan TAÇ ve Tamer KÜÇÜK ile) 6 yöresel karikatür çizmiştik. Panolar Trabzon Atatürk Meydanı'nda bulunan parkın kenarlarında yer alıyor ve yüzleri parkın dışına dönüktü. Yoldan gelip-geçen dev karikatürleri görebiliyordu.
Ankara'dan tatil için Trabzon'a gelen karikatürcü Cumhur GAZİOĞLU'na çizim yaptığımız panoları göstermek için, panoların bulunduğu meydana gittik. Cumhur'un dikkatini ilk çeken benim iki karikatürümden biri olan "yorgun kemençe ve yorulmayan horoncular" karikatürüm (altta) oldu.
(1,5m x 3m) Pano üzerine Karikatür çizim, Trabzon-1999) (Çizgi: Muammer KOTBAŞ) |
Üç telli olan kemençeyi, doğru olarak üç telli çizmiştim ancak, Cumhur'un dikkati çekerek eleştirdiği, kemençenin tepesinde, tutma yerindeki telleri germeye yarayan kulaklarla ilgiliydi. Üç telin karşılığı 3 kulak çizilmesi gerekirken ben 6 adet kulak çizmiştim. Bu itiraf benim özeleştirim olsun. Hem Trabzonlu ol hem de kemençeyi yeterince tanıma!.. Gerçi ben o deniz şehrinde yüzmeyi bilmeden yaşamış biriydim. Ancak bu eksiklik benim özelimle ilgili. Fakat kemençenin kulağı olayı, kültürün bilinmesi gereken bir parçası.
Benzeri bir hatayı 1983 yılında Samsun'da Üniversitede okurken yapmıştım. Karikatürde ilk yıllarımdı. Tıp Fakültesi öğrencilerinin her yıl çıkardıkları "Kılçık" dergisinde yayımlanan karikatürlerimden birinde, hemşire kepini o kadar kötü çizmişim ki, dergi yayımlandıktan sonra hemşirelerden tepki almıştım. Bunlar küçük ayrıntı hatalar olsa da düzeltilmediği sürece yanlış olarak kalacaktır.
Bilinecek her parça bilgi, her düşünsel üretimde işe yarayacaktır. Tarihte üzerinden onlarca, yüzlerce veya binlerce yıl geçmiş tüm bilinenleri, karşımıza çıktığı haliyle doğruluğunu kabul etsek de, aynı sonuca kendimizin de araştırarak ulaşmayı denememiz gerekir diyorum. Bir bilim insanı titizliğinde olmayacaktır ancak, araştırmaya yönelmiş olmanın verdiği ufuk açımı, bizi çok farklı boyutlara taşıyacaktır.
Kalan yaşamımızda işte o zaman edebiyat, sanat, mimari, folklor. inanışlar, ritüeller vb her şeye bakış açımız ve algımız çok geniş olacaktır. İnanılan değerlerin etkisinde kalmadan, her şeye yeniden başlıyormuşçasına açlık ve özlemle yeni bilgiye yol almalı.
Önceki yazımın konusunu oluşturan Mehmet KAHRAMAN'ın eleştirel çıkışına gelince. Kültürel tespitine, hümanizmine ve dil, din, ırk ayrımı olmadan doğru olanı yansıtma düşüncesine katılıyorum.
Andrea ile ilgili de şunları söyleyebilirim. Bir İtalyan için çok farklı bir kültür. Yabancı bir çizerin çiziminde yer vereceği konu anlatımı ve objelerde, sö konusu ülke halkı, Arap ulusu olmasa da, ülkede dini gerçekliğin yoğun yaşanmasının etkisi mutlaka olacaktır. Ya da daha ortak temsili objeler çizimlnde yer alacaktır.
Bu yaşanan tartışma, sanırım Andrea adına bir kazanım oldu. Bundan sonra benzeri konular üzerinde daha çok düşünecek, daha hassas araştırma yapacak ve daha çok doğrular yansıtmaya çalışacaktır. Bu doğrular, bir başkasının öğreneceği doğrular da olacağından, zincirleme tümevarım yaşanacaktır.
Esenlikler..
Etiketler
2022
Andrea Pecchia
Cüneyt Arkın
Eleştiri
Facebook
Karikatür
Mehmet Kahraman
Nisan
Pano
Şovenizm
Trabzon
Yeşilçam