Pazar Notları.. Ağaç, Çevre, Kaktüs ve Karikatür


Uzunca bir süredir e-Devlet hesabıma giriş yapmamıştım. Aklıma geldi, bir kaç gün önce girip gezindim ne var ne yok diye. Gelen kutusunda, eski tarihli bir posta görünce, giriş yapmayalı epey ara verdiğim belgelenmiş oldu.

 Gelen postanın açıklama notunda "Geleceğe Nefes Oldunuz!" yazıyordu da, 'ben, benim haberim olmadan ne yaptım acaba?' diye fazlasıyla meraklandım. Öyle ya, o içerikte bir aktivitem olsa neden unutayım ki. Henüz bunamadığımdan da eminim. 



Uzunca bir süredir e-Devlet hesabıma giriş yapmamıştım. Aklıma geldi, bir kaç gün önce girip gezindim ne var ne yok diye. Gelen kutusunda, eski tarihli bir posta görünce, giriş yapmayalı epey ara verdiğim belgelenmiş oldu.



Gelen postanın açıklama notunda "Geleceğe Nefes Oldunuz!" yazıyordu da, 'ben, benim
haberim olmadan ne yaptım acaba?' diye fazlasıyla meraklandım. Öyle ya, o içerikte bir aktivitem olsa neden unutayım ki!. 'Yaptım da unutmuş olabilir miyim?' diye hafızamı da yokladım. Hiç bir şey yok. Henüz bunamadığımdan da eminim. E, bu kadar merak yeter artık, bakalım ne yapmışım diyerek açtım kutuyu. 

"Geleceğe Nefes Oldunuz
Sn, Muammer KOTBAŞ
TC Tarım ve Orman Bakanlığı:
Bugün Fidan Yarın Nefes! 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü'nü bu yıl 84 milyon vatandaşımız için3'er fidanı toprakla buluşturmanın verdiği heyecanla kutluyoruz. Geleceğe Nefes, Dünyaya Nefes oluyoruz. Geleceğe nefes olmak için sizin adınıza dikilecek 3 fidan ile ilgili detayı görüntülemek için tıklayınız."


Evet notun ne olduğunu anlamış oldum. Çevre, doğa, ağaç.. tam da benim duyarlı olduğum konu. Böylesi girişim / etkinlik harika olmuş. Bizlere sürpriz yapılmış kısaca. Tıkladığım yönlendirme, adıma dikilen üç ağacı(mı)n nereye dikildiğini belirtiyor ve adıma bir sertifika düzenleme olanağı sağlıyor. Hadi madem zahmet edilip şahsıma bir ilgi gösterilmiş, 'karşılıksız bırakmak olamaz!' diyerek adıma hazırlanmış PDF sertifikayı indirip arşivime ekledim. 

Adıma dikilen fidanların bulunduğu bölgeler de şunlar: 
Çanakkale / GELİBOLU
Kırklareli / LÜLEBURGAZ
Malatya / PÜTÜRGE


Bu üç yere umarım bir gün yolum düşer. Gittiğim zamana göre, fidanların da dikim tarihini dikkate alarak tahmini olarak belirli bir boyda olacak olan her ağaçla, 'benim ağacım!' diye telepati kuracağım. 

Benimle - 1, 2..
Buraya kadar her şey olumlu bir gelişmeydi. Ancak aklıma takılan bir kaç soru ile düşünmeye başladım. 84 milyon çarpı 3, eder 252 milyon ağaç.. Oldukça iyi bir sayı. Ülkemiz adına, çevre adına umut verici. Umarım bu kadar ağacı bulmakta sorun çıkmamıştır. Bir de ülkemizde sanıyorum 10 milyon civarında da çeşitli ülkelerden 'Geçici Mülteci' statüsünde yurttaş var. Onlar da bu dikim sayısına dahil miydi? Sadece merak ettiğim bir durum. Onlar adına dikilip dikilmemesi bende anti propagandaya dönüşmeyeceği için soru olarak kalması yeterli.

2021 yıl sonu verilerine göre Türkiye nüfusunun 84.680.273 olduğunu da öğrenmiş bulunuyorum.

İçinde bulunduğumuz ay baharın müjdecisi cemrelerin düştüğü ay. Bağ-bahçe ve ağaç-fidan dikim zamanları. Toprakla, tarımla bağlantılı bir ikametim olsaydı ekim dikim zamanlarında her halde büyük keyif alırdım.

Her şey bir yana, benim favorim kaktüs bitkisi olmuştur. 1750 kadar türü, 127 cinsi varmış. Benim için fark etmiyor. Hangisi olursa, bulunduğum ortamda bulundururum. Şimdilik arama çabam olmasa da, iki türle idare ediyorum.

Kaktüse ilgi ve sevgimin nereden geldiğini bilmiyorum. Belki de bilinçaltı. belki kendime benzetiyor, kendimden bir şeyler buluyorum özelliklerinden dolayı. Bu nedenle, Karikatürcüler Derneği'nin amblemini de severim. 1983'te açtığım ilk sergimin ana konusu da "Kentleşme ve Çevre Sorunları" idi.

Benimle - 3..

Oğuz ARAL sonrası dönemde GIRGIR dergisinde çalıştığım yıllarda (1989), çizer dostum Behzat TAŞ ile aynı odada çalışıyor espri üretiyorduk. Arada yan odaya kısa ziyaretlerimiz olurdu.. Eski Gırgırcılardan kalma küçük saksısında bir kaktüs dikkatimi çekmişti. İlk işim, oradaki arkadaşların onunla ilgilenip ilgilenmedikleri oldu. "Hayır. Alabilirsin!" dediklerinde bu fırsatı kaçırmadım. Şimdi bizim çalışma odamızı güzelleştirmişti. Daha sonra memlekete tatile giderken o kaktüsü eve götürdüğümü hatırlıyorum.


Tekrar ağaç konusuna dönersek; Yıllar önce otostop esnasında tanıştığım, kendine felsefi bir yol çizerek adeta "derviş" ya da az da olsa Hindistan'daki Sadular benzeri bir bakış açısı ile yaşama bakan bir arkadaşımın bana söylediğini unutmuyorum. 

 Bir sorusu ve önerisini dile getirdiğinde demişti ki; "Ağaç/ fidan dikiliyor sürekli. İyi, güzel de; yol kenarlarına, belirli uygun yerlere neden meyve ağaçları dikmiyorlar? Diksinler, insanlar faydalansın!"

Gayet mantıklı buldum ve aynı öneriyi buradan ben de yapıyorum.. 'Yol kenarlarına meyva ağaçları dikin insanlar faydalansın!'

Bu haftanın yazısında sözü çizgilere bırakalım ve benim karikatüre başladığım ilk yıllardan çizdiğim çevre ve ağaç ve kaktüs karikatürleriyle nostalji yaşayalım.  

İyi haftalar!.. 

 
(1995)                                                                    (1999)


 
(1994)                                                                    (1988)

 
(1988)                                                            (1998)

(1988)
Bu karikatürümün ağaçla doğrudan bağlantısı olmasa da, ilginç bir hikayesi var.
Yaz günü parkta asırlık ağaçların altında oturmuş notlar alırken, ağacın
bir dalına takılmıştı gözüm. Ve oradan yukarıdaki espriyi bulmuştum. Daha sonra
bu yapıtımın da olduğu sergime gelen bir izleyici. bunu ne düşünerek çizdiğimi
sordu. Yorum yapmadım. 'Benim ne düşündüğü değil, sizin ne anladığınız önemli!'
 dedim. İzleyicinin yorumu şu oldu: "Bana göre bu espri, 12 Eylül bir çok şeyimizi
tırpanladı ama mücadele devam ediyor!" dedi. "Hiç bu şekilde düşünmemiştim."
dedim.

 
(1989)                                                          (1989)
 
(1996)                                                         (1998)

 
(1995)                                                         (1998)

 
(1998)                                                             (1995)

 
(2000)                                                             (2000)


  Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından üretilmiştir.
Daha yeni Daha eski