İnsanlar zaman zaman çevrelerini kendilerinden habersiz bırakırlar.
Söz konusu çevreleri için bir meraktır başlar.
Hem de öyle basite alınır cinsten değil.
Yükseklerden yuvarlanan bir kartopu gibi her geçen süre daha da büyütür kartopunu.
Dakikalar saatlere, saatler güne-günlere büyür alabildiğine.
Bu duruma neden olan kişinin başına kötü bir olay gelmemişse, büyük olasılıkla inadının ön planda olmasındandır bütün o yaşananlar.
Olayın bu duruma evrilmesinin yüzlerce belki de binlerce hatta milyonlarca nedeni olabilir.
Bu da gayet doğaldır.
Kişinin/kişilerin bu kayıp olma durumu (kendini kayıplara sürüklemesi) bazen zorunlu bazen kendi isteği ile oluşmakta.
Her iki oluşumda ortak nokta, yaşanan her neyse, kişi açısından duygusal ya da duygu dışı olsa da önem taşıyor olmasıdır.
Sonunda bulundum..
Dokuz gün sonra bugün (1 Kasım) yeniden blog yazılarımla buradayım.
Bu 9 günlük uzak kalmanın ana nedeni kendimce düşündüğüm ve gerekli gördüğüm bir zorunluluktan kaynaklıydı.
Aslında çoğu kişiye göre basit sayılabilecek nedenler barındırsa da, benim kişiliğimin, bakış açımın baskın çıkması kayıp olma süremi biraz uzatmış oldu.
O uzayan süre toplam beş (5) gündü.
Her anı zorluklarla, git-gellerle, belirsizliklerle dolu 5 tam gün..
Sonunda; bir anda kördüğüme çevirdiğim düğümü, tekrar devreye aldığım kendi mantığımla çözerek kayıp olmaktan kurtardım kendimi.
Kayboluşumun ve bulunuşumun 5 günlük öyküsü ile 9 günlük sessizliğimin öyküsünü çok yakında sizlere aktaracağım!
"Son İstasyon 5'ti.."
Çok yakında!..
Bu Sitede yayımlanan yazı ve görsellerin fikri sorumluluğu eser sahiplerine aittir
Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından derlenmiştir.