Instagram hesabımda ilk paylaşımım, muhabbet kuşumuzun fotoğrafıydı. Tarih 23 Ağustos 2015.
O günden bu yana Instagram'dayım. Yani Instagram kullanıcısı olarak kesintisiz dokuz (9) yılı geride bıraktım.
Facebook'un ilk yıllarındaki kullanıp kapattığım hesabım hariç, herhangi bir sanal ortam hesaplarımda fotoğrafımı kullanmadım. Kullanmamaya özen gösterdim. Hatta bazılarında kendi ismimle de değilim. Bu durumu da hiçbir zaman kötüye kullanmadım.
Bu dokuz yılın sonunda ilk fotoğrafımı ve ismimi kullandığım platform profili de Instagram olmuş oldu.
Peki neden böyle oldu?
Her zaman için benimsediğim bir anlayış olarak yüzümle ön planda olmak istemiyorum. Yüzümün ya da ismimin görünür olması pek önemli değil diye düşünürüm. Paylaşımlarımda ortaya ne koyduğum, nelere değer verdiğim, insanlara nasıl davrandığım daha önemlidir.
Önemsediğim şey, işin bu yönüdür. Ancak bu tür ortamlarda kirlenme, yozlaşma; kimi kişilerin duyarlıktan uzak, zaman kaybına dönük gereksiz yaklaşımları da benim bu yolu seçmemde etken unsurlardır.
Instagram'da "Kotbas Art Colors" adı ve logosuyla yer alıyordum. Zaten bu şekilde ben olduğum anlaşılıyor. Değiştirmek gibi bir niyetim de yoktu.
Ne oldu da Instagram'da ikisinin de orijinaline geçiş yaptım? Neden hem ismimi hem de kişisel fotoğrafımı kullanarak yüzümü gösterdim?
Kuzenimin yönlendirmesi ve ikna etmesiyle oldu hepsi. Dünyaca bilinen bu platformda ismim ve resmimle yer almamın sanatçı kişiliğim açısından çok önemli, değerli ve hatta gerekli olduğunu söyledi.
Ben her zaman, benim gibilerin birer sanatçı adayı olduğu bilinciyle hareket ettiğim için; önceliği nitelikli, içtenlikli ve iç dünya yoğunluklu üretime verdim.
Söyledikleri doğruydu. Instagram kullanıcıların birer kişisel portföyü sayılırdı. Sanatsal üretim emekçileri için konu daha da önem kazanıyor. Aslında bunun bilincinde olsam da, pek ilgilenmeyi düşünmediğim için herhangi bir profil düzenlemesine gitmiyordum.
1- Beyaz Muhabbet Kuşu (23 Ağustos 2015
2- Anıtkabir giriş yolundan Ankara (5 Eylül 2015)
3- Bellapais Manastırı, Girne, Kıbrıs (4 Ekim 2015)
Sendromla ilgisi yok..
Şair ve Yazar Ahmet HAŞİM kendisini şöyle tanımlar; “İri ve yağlı bedeni üzerinde duran koca kafası, kısacık boynu ve yüzündeki yara iziyle bir ucubeyi andıran, çirkin sesli zavallı bir adamdır”.
Bu betimlemesi O'nu içine kapanık, kendini yalnızlaştıran biri yapmıştır. Gündüzü değil geceyi sevmiştir. Bu durum şiirlerine yansıdı. Kendisinde bulunmadığını düşündüğü güzellikten bu nedenle nefret etti. Yine de buna rağmen bütün hayatını, anlaşılamamış olduğunu düşünerek ama inatla anlatmaktan vazgeçmeyerek yaşadı.
Benimkisinin yüz çirkinliği, kendini beğenmemeyle ilgisi yok. Yani (kendi deyimimle) "Ahmet HAŞİM sendromu" yaşamadığımı belirtmek isterim. Öylesi psikolojik takıntılarım olmadığı için rahatlıkla bu konuda gerçeği söyleyebiliyorum.
Sonunda verdiğim kararın doğru olduğunu düşünerek 16 Ekim 2024'de bu değişikliği yapmış oldum.
Eh artık ben, ben olarak arandığımda ürettiklerimle yine Instagram'da olmaya devam edeceğim.
Muammer Kotbas
@muammerkotbas
Bu Sitede yayımlanan yazı ve görsellerin fikri sorumluluğu eser sahiplerine aittir
Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından derlenmiştir.
Etiketler
Instagram