Takvimin serüveni Babil'den, Mısır'dan, Mayalar'dan, Jül Sezar'dan ve Augustus'tan bu yana ve özellikle de M.S. 8. yüzyıldan sonra insan yaşamında yerini aldı. Farklı anlayış ve inanışlardaki ülkeler kendi takvimlerini oluşturdular.
Örneğin; Nepal Takvimi, İbo Takvimi, Hint Takvimi, Berberi Takvimi, Kürt Takvimi, Yahudi Takvimi, Tibet Takvimi, Zerdüşt Takvimi ve daha birçok takvim var. En bilineni Çin Takvimi.. Yıllara verilen hayvan isimleri, karikatür yarışmalarında da yarışma konusu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bir de adını günlere, aylara veren 1. Türkmenistan Cumhurbaşkanı Saparmurat NIYAZOV var. Kendisini 19912de "Türkmenbaşı" (Türkmenlerin Başı) ilan ettikten sonra Ocak ayına kendi adını, Nisan ayına da annesinin adını vermişti.
Takvim, günümüzdeki dijital gelişmelere paralel olarak kendini yeniledi. Şimdi cep telefonları ve bilgisayarlarda ayrılmaz bir parça olarak yer alıyor. Bazı web sayfaları da aksatmadan her ayın takvimini yayınlıyor. Masa takvimi, duvar takvimi ve gemici takvimi ise halâ kullanılmaya devam ediliyor.
Sanıyorum 1970'li, 1980'li yıllarda (belki bir süre de 1990'larda) bankaların verdiği hediye duvar takvimlerini edinmek oldukça önemliydi. Sonrasında baskı teknikleri geliştikçe artık özel firmalar, işletmeler, mağazalar kendi takvimlerini bastırtıp reklam amaçlı hediye olarak dağıtmaya başladılar. O yıllarda ben de -ve tabi bazı karikatürcü arkadaşlar da- kendi takvimlerimizi üretmeye başladık. Kimimiz matbaa baskılı kimimiz fotokopi tekniğini kullanarak.
1996 yılı için fotokopi takvim.. MOZİ baş kahraman..
MOZİ'nin bir açılımı yok. Sadece ilginç ve farklı bir buluş.
Farklı yıllarda birkaç kez kendi takvimimi oluşturmuştum. Az sayıda çoğaltarak, fazla masraf yapmadan, en yakın tanıdıklara hediye ediyordum. Arşivimde de birer örneklerini saklıyorum. Bu yazı için örnek olabilecek bir tanesini buldum. 1996 yılı için hazırlamışım. Takvimin ayları oluşturan sayfalarında genelde karikatürlerimizden örnekler yer alırdı. Fakat benim bu 28 yıl önce 1996 için hazırlamış olduğum takvim birçok yönden ayrıcalık barındırıyordu. Ölçüsü (21x7,6 cm) olmasıyla kağıttan tasarruf ediliyordu. Bu takvimin 1 adeti için 2,5 adet A4 kullandım. Fotokopi sonrası sayfaları sıralayıp, üst tarafına taktığım ipliği de ekleyince, bantla tutturup, hazır hale getiriyordum.
MOZİ Yeni Yılınızı Kutluyor
Takvimin ön sayfasında şu notlara yer vermişim;
- "İsmim 'MOZİ'. Ben ne bir insanım ne de hayvan. Bitki hiç değilim. Uzaylı mı? O da ne demek!... Ben, eşi-benzeri olmayan bir şeyim işte!.."
- "İhtiyacım olan ne varsa şu tepemdeki çıkıntıdan yararlanıyorum. 'Sorularımın cevaplarını buradan alıyorum.'"
- "Sizin dünyanızdaki her şeyi merak ediyorum. En çok ilgimi çeken de sizlersiniz. Çünkü canlıların en gelişmiş olanısınız. Yani İnsansınız. Ama insan olabilmiş misiniz?"
İkinci geçiş sayfasında şu özlü sözlerim kendini gösteriyor;
Yaşamın anlamı üzerine Muammer'ce...
- "Yaşamak intihardır. Ben 'karikatürle intihar' yolunu seçtim. Tıpkı memurluğu seçenler gibi! Onlar iki aşamada intiharlarını gerçekleştirirler: Memurluk ve emeklilik" (10 Ocak 1994, Trabzon)
- "Karikatürcünün emekliliği yoktur."
- "Yapmak istediğim yalnızca, karikatürle yaşamak; yapmak zorunda kaldığım ise, karikatürle yaşamak için, yaşamaya çalışmak." (13 Şubat 1989, İstanbul)
- "Karikatürlerimde önce müsvedde çalışıp, sonra orijinalini çizdim. Birçok şeyde de böyle yaptığım gibi, yaşamım ı da müsvedde yaşadım. Orijinalini yaşamaya ikinci bir ömrümün olmayacağını bildiğim halde!.. (1 Ağustos 1988, Trabzon)
- "Acıları yaşadıkça yaşadığımı hissediyorum."
- "Artık kaldırımları aşıp, yolda yürümeli sanatçı. Ama ezilmeden!.." (22 Şubat 198, İstanbul)
Özlü sözlerim ve MOZİ'nin insanlığa seslenişi,
çizimlerle daha da anlam kazanıyordu..
Ocak ayından itibaren her sayfada bana ait bir özlü söz ve MOZİ'nin konuşmaları var;
MK: - "Kalıcı bir şeyler bırakmak istiyorum. Onların gelecek nesillere de ulaşmasını istiyorum. Daha ileriye ancak bu şekilde gidilebilir." (21 Şubat 1989, Trabzon)
MOZİ: - "İlginçsiniz! Dünyaya bir kere geliyorsunuz ve yaşlanıp ölüyorsunuz. Barış içerisinde yaşayarak Bilgi, Kültür ve Sanat Eserleri gibi miras bırakmak varken..."
Şubat
MK: - "Bugünkü yaşadığımız, yarının komedisidir." (1993, Trabzon)
MOZİ: "... Yüzyıllardır savaşarak, kin ve düşmanlık bırakıyorsunuz geride. Öldürüyor, Yaralıyor, Yakıp-Yıkıyor, Sakat bırakıyorsunuz birbirinizi..."
Mart
MK: - "İnsanların birbirlerini 'telef' etmeleri için küçücük dünyamıza uzaydan bakmaları yeterlidir. Bunun için de uzaya çıkmak gerekmez. Düşünebilmek yeterlidir." (1993, Trabzon)
MOZİ: - "... Sonra da barış görüşmeleri ile uğraşıp duruyorsunuz. Zaman kaybediyorsunuz. Çok tuhafsınız!.. Oysa uzayda yer alan dünyanız çok çok küçük bir kürecik..."
Nisan
MK: - "Her uyku bir ölüm, ölüm son uyku!.." (10 Mart 1994, Trabzon)
MOZİ: - "... Küçücük dünyanızdan gelen büyük bir ses daha var: Nükleer denemeler... Ne diye denersiniz ki!.. Bilmez misiniz, sadece son üretmektesiniz!.."
Mayıs
MK: - "Tutsaklıklara bağlamışız özgürlüğümüzü." (1990, Trabzon)
MOZİ: - "...Çocuklarınızın ağlaması için gerekli bütün şartlar, savaş oyunlarınızın içinde bulunmakta..."
Haziran
MK: - "Bazen tanıdıkları tanıyamıyorum!.."
MOZİ: - "... Böylece kendinizin ve çocuklarınızın geleceğini karartıyorsunuz!.."
Temmuz
MK: - "Cinayeti izlemek de cinayettir." (11 haziran 1992, Trabzon)
MOZİ: - "Yeşili yok ediyorsunuz!.."
Ağustos
MK: - "Politika ve ticaretle uğraşanlar aynıdır. İkisi de kötüyü iyi ve güzel gösterirler."
MOZİ: - "... Dünyanızı yaşanmaz duruma getiriyorsunuz!.."
Eylül
MK: - "Bütün kalemler silahtır. kalemleri seviyorum, silahları asla!.. (1993, Trabzon)
MOZİ: - "... Bir kere daha söylüyorum. Sizi en çabuk yok edecek olan, savaşlarınız olacaktır... Bu anlamsızlığı anlayın artık!.."
Ekim
MK: - "İnsan hindi gibi düşünmeli, papağan gibi konuşmalı. Ama ne hindi ne de papağan asla olmamalı." (1995, Trabzon)
MOZİ: - "Büyük İskender, cesetlerle dolu savaş alanını göstererek Aristo'ya sorar:
- "Usta bu ne?"
Aristo da cevap verir:
- "Zafer veya hiç!.."
Kasım
MK: - "Az konuşmak, az uyku, az yemek.. çok düşünmek güzel..."
MOZİ: - "17. yüzyılda bir Fransız Mareşali bir savaş alanını gezerken yaverine dönüp şöyle der: Ne tuhaf! Her savaşta, her iki taraftan da hep birbirine benzeyen köylüler ölüyorlar..."
Aralık
MK: - "Ebeveynlerin çocuklarına bırakacağı en büyük miras eğitimdir." (1989, Trabzon)
MOZİ: - "İnsanlarınızı eğitin! İyi yaşamanız için, size de bu yakışır!.."
Son Sayfada Yine; Yaşamın Anlamı Üzerine, Muammer'ce..
- "Yalnızlık; ondan korkmama rağmen onunla korkmadan yaşadığım korkunç bir canavardır."
- "Yalnızlığı seviyorum diye mi terk ettiniz beni dostlar!.." (1989, Trabzon)
- "Delilik; akıllı olduğunu sanan insanların, akıllı olmadığını zannettiği insanlara söylediği bir sözcüktür..."
Ve Ganita..
"Denize Ganita'dan bakacaksın
Şöyle çayını yudumlayarak
Bir martı değecek suya
Senden habersiz." (20 Ağustos)
Son Söz Anlamında Bir 'Oto özeleştiri'
- "Birçok karikatürü adam etmeye çalıştığım için adam olamadım." (1989, Trabzon)
Son Söze dair!..
- "Bir yere varamazsam da, bu yolda yürüyeceğim."
ya da,
- "Bir b.k olamazsam da, bu karikatürü çizeceğim."
Çok zamandır bu tür bir takvim çalışması yapmadığımı fark ettim. O boşluğu gidermek için teknolojiyi de kullanarak Türkçe ve İngilizce sade bir takvim oluşturdum. Dilerseniz PNG olarak indirebilirsiniz.
İlgili Haberler:
Türkmenbaşı Saparmurat NİYAZOVun İlginç Yasakları
Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından hazırlanmıştır.