Anneannemin 120 yaşına kadar yaşadığını söyler annem sürekli. Kendisi de
şu an resmi kayıtlarda 1926 doğumlu olarak (97 yaşında) gözüküyor.
Ancak; dönemin yokluk ve zor koşullarında, dağ başında bir köyde hemen
nüfusa kaydettirmek mümkün olmadığından, birkaç yıl gecikmeli
yapılabilmekte ve yeni doğummuş gibi yazdırılmaktaydılar.
Yüz yıl yaşamak ya da yüz yılı yaşamak önemli ve çok şeydir. Bir kere
yaşam deneyimi olarak son derece birikimli olmak söz konusu. Bunun
yanında bir o kadar da olumsuz etkisi, hafıza ve diğer sağlık
sorunlarıdır. Yaşlanan ve yok olan, yenilenmeyen hücrelerin geride
bıraktığı küçülmüş bir fiziki yapıya dönüşmektir. Olumlu olumsuzuyla
bunların tümü yılların yorgunluğu demek.
Anneannemin 120 yaşına kadar yaşadığını söyler annem sürekli.
Kendisi de şu an resmi kayıtlarda 1926 doğumlu olarak (96 yaşında)
gözüküyor. Ancak; dönemin yokluk ve zor koşullarında, dağ başında bir
köyde çocukları hemen nüfusa kaydettirmek mümkün olmadığından, birkaç yıl
gecikmeli ve yeni doğummuş gibi yazdırılmaktaydılar.
Bu yaşam pratiğinden hareketle, kendisinin en azından yüz yaşında olduğuna
kesin gözüyle bakabiliriz (belki daha da fazla). Köy yaşamı, doğal beslenme
ve Irsi gibi etkenleri bir arada düşünürsek, yanılmış olmayız.
Yüz yıl yaşamak ya da yüz yılı yaşamak
Yüz yıl yaşamak ya da yüz yılı yaşamak önemli ve çok şeydir. Bir kere yaşam
deneyimi olarak son derece birikimli olmak söz konusu. Bunun yanında bir o
kadar da olumsuz etkisi, hafıza ve diğer sağlık sorunlarıdır. Yaşlanan ve
yok olan, yenilenmeyen hücrelerin geride bıraktığı küçülmüş bir fiziki
yapıya dönüşmektir. Olumlu olumsuzuyla bunların tümü yılların yorgunluğu
demek.
İstatistiklerin Türkiye'deki ortalama
yaşam süresini
78,6 yıl olarak gösterdiği bir yerde yüz yıl gibi uzun ve sağlıkı yaşamak,
önemsenmeli. Dünyanın en uzun yaşamış olan kişisi bir Fransız. 21 Şubat 1875
doğumlu olan Jeanne CALMENT 122,5 yıl yaşamış.
En uzun yaşamış
ve en yaşlı kişiler listesinde ülkemizden hiç kimse yer almıyor. Bunun
birinci nedeni, tarihlerin kesin olmadığı ve belgelenemediği için.
Çünkü o listeler, Gerontoloji Araştırma Grubu (GRG) ve Guinness Dünya
Rekorları (GWR) gibi resmi kuruluşlar tarafından doğrulanmış kişilerle
sınırlı.
Açığımızı kapattığımız yıllar..
Bilgiye yönelmiş, gelişmeyle barışık uluslar, 20. yüzyılın başlarından
itibaren astronomi, insan ve teknoloji üzerine deney ve araştırmalar yapmaya
başlamıştı bile. 1920'li yıllar dünya geneli kadar Türkiye için de önemli
yıllar. 1923'te Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, diğer uluslarla olan gelişmişlik
açığımızı hızla kapatma koşusuna girerek devrim niteliğinde gelişmeleri bize
kazandırdı.
01 Mayıs 1923: Türkiye'de ilk defa işçi bayramı kutlandı.
12 Ekim 1923: Türkiye'nin Başkenti Ankara oldu.
29 Ekim 1923: Türkiye'de Cumhuriyet'in ilanı.
Ve sonrasında devam eden her yöndeki olumlu gelişmeler, Atatürk'ün yaşama
veda etmesinin ardından aşamalı olarak boyut değiştirdi. Siyasi-politik
gelişmeler ve sarsıntılar bugün bizi demokrasiden kısmen uzaklaştırmış
olarak Cumhuriyet'imizin 100. yılına ulaştırdı.
Daha birinci çentikteyiz..
100 yaşına ulaşmış yaşlıların; yer yer hafıza kayıpları, yenilenmeyen
hücreleri.. zayıflayan, küçülen ve güç kaybeden bedenleriyle yaşamlarını
noktalamaları kaçınılmazdır. Dolayısıyla 100 yıl, bir yurttaş için
uzundur
fakat bir ulus için 100 yıl çok çok kısadır. Bu anlamda yurdumuz için 100
yıl, daha birinci çentiği attığımız bir gurur(umuz)dur.
Camın kırılması bekleniyor..
Güç kaybı, yenilenmeyen hücre, zayıf düşme durumlarında çözüm tedavisi
olarak "Gençliğe Hitabe", yangın alarmı formunda durduğu yerde camının kırılmasını beklemekte.
Yüzyıllara yeni çentikler atmak için körelen hücrelere alternatif Tıp
tedavisi Detoksifikasyon uygulayarak vücudu toksinlerden kurtarmak da mümkün olacaktır.
(Çizgi: Muammer KOTBAŞ, 2006) © Copyright, KotbasArtColors |
Karikatür sanatı adına olumlu gelişmeler..
Bu 99 yıllık tarihimizde karikatür adına ülkemizde çok olumlu gelişmeler
oldu.1870'te "Diyojen"le başlayan mizah yolculuğu; Cem'ler,
Cemal Nadir'lerle hız alırken 1950 kuşağı karikatürü ile de karikatür sanatında
zirve yaptı.
Ardından çağın da teknolojik gelişimiyle dernekler, topluluklar,
yarışmalar, ödüller, uluslararası başarılar, sergiler, basında karikatür,
mizah sayfaları, söyleşiler, dergiler vd. birbirini takip etti. Birçok
genç çizer yetişti ve halen de karikatürcü arkadaşlar sayesinde yetişmeye
devam ediyor.
Ben de bu gelişmenin bir parçası olarak, nice çizerle aynı 100 yılın
içinde yaşadığım için şanslıyım, gururluyum.
(Çizgi: Muammer KOTBAŞ, 2013) © Copyright, KotbasArtColors |
Gerçekten 100 yaşında mıyım?
1923 yılından 36 yıl sonra doğdum. 2023'te 64 yaşında olacağım. 36 + 64 =
100.. Rakamlar yalan söylemez. Hesap gayet açık.. "Olmaz!" derseniz, sorun
değil!.. Ben Cumhuriyet'le birlikte de 100 yaşındayım!..
Hepinizin,