037- "Çocuklara; 'Savaş olmasın!' dedirtmeyin..Siz başlatmayın ya da bitirin savaşları.."
037- "Don't let children say 'No war!'..Don't start or end wars.."
Bir Yarışma Şartnamesinden (*)
--> "Sanatçılar, çalkantılı zamanlarda her zaman önemli bir ses olmuştur... Karikatürcüler, genellikle alışılmadık ve mizah dolu katkılarıyla sorunları vurgulayabilir, önceden edinilmiş fikirleri sorgulayabilir ve böylece tartışmaya değerli bir katkıda bulunabilirler."
Olağanüstü Kişilikler..
--> "Neden, ister felsefede ister şiir ya da sanatta olsun, olağanüstü kişiliklerin hepsi melankoliktir?
(Aristoteles)
Bilinmeyen Yolculuklar..
--> "Sanatta yaratma eyleminin maddi koşullarla sınırlı olduğunu, sanatın lüks vadettiğini, yetenekten çok; çalışma, disiplin, özveri, direnme ve imha etmenin gerekliliğini bilerek burnunun dikine çalışmalarını sürdürmek...
Bilinmeyen yolculuklara her zaman hazır yolcu idealler."
(İbrahim ÇİFTÇİOĞLU, Mart 1991, İstanbul)
Sanatçının Yaşam Biçimi..
--> "Bir sanatçının yaşam biçimi sadece size uymuyor diye onu yok saymak ve buradan yola çıkarak sanatını eleştirmek çocukluktur. Üstelik çocuk sevimliğinden uzak..."
(Adnan BERK)
038- "Bozuk bilinçaltınızın hıncını başkalarından çıkarmayınız."
038- "Do not take out your corrupted subconscious on others."
Sanat Yaratması..
--> "Dengenin öbür ucunu 'Çağdaş Normlar' oluşturuyor, Türk müziği politikasına göre çağımızın sanatında yaratıcılığın 'norm'ları diye bir şey varsa eğer, o da normsuzluktur. Başka deyişle sanatçının özgürlüğüdür. Yaratıcılık başkası tarafından ne yönlendirilebilir ne de sınırlanabilir. Sanat yaratması bir iç-zorunluluktan doğar. Bu iç-zorunluluk, sanatçının çevresiyle, dünyayla hesaplaşmasından doğan kaynaklanan bir dürtüdür. Bu dürtüyle yarattıklarında sanatçı özgürdür. Bu her sanatta böyledir." (?)
Sanat Halka Aittir..
--> "Sanat halka aittir. Sanat, içeriğini genişlemesine işlevi olan halktan alır ve halkın anladığı ve sevdiği yaratıştır. Sanat halkla duyar, halkla düşünür, halka sıkı sıkıya bağlıdır ve sanatçıyı halkla uyandırır ve geliştirir."
(Lenin)
Hiçlik..
--> "Dünyada mevcut şeylerin ve insan tarafından üretilen nesnelerin özü, varoluşlarından önce gelir. Nesneler ise bir tasarıma bağlı üretim süreçleri dahilinde meydana getirilir. insan ise önce var olur, varlığa gelir, dünyaya fırlatılır; sonra da özünü inşa eder. Bu süreçte keşfettiği şeylerden biri de kendisiyle dünya arasındaki boşluktur. Sartre buna ''varoluşun içine sızan hiçlik'' der. Sartre hiçliğin dünyaya bilinç sayesinde girdiğini söyler. Bilinç bir öze sahip değildir. Hiçliği dünyaya sokan bilincin (kendisi-için-varlık'ın) kendi hiçliğidir. O halde insanın gerçekliği varlık ile hiçliğin bir sentezidir."
(Jean Paul SARTRE)
039- "Bazı krallar kendilerini giyinik zannederler. Hatta bunlar arasında kendilerini kral zannedenler bile bulunmaktadır."
039- "Some kings think they are dressed. There are even those among them who think they are kings."
Zanaat ve Sanat..
Zanaat;
- Kullanım Değeri vardır.
- Amaç maddi çıkar sağlamaktır.
- Çok sayıda olabilir.
- Esinlenme olağandır.
- Örnek: Ayakkabı, mobilya..
Sanat;
- Kullanım değeri yoktur.
- Amaç estetik haz almaktır.
- Tek, biricik, yeganedir.
- Yaratıcılık esastır.
- Örnek: resim, heykel, müzik, sinema..
-Niçin Güleriz?
--> FREUD'a göre: Bir kimsenin gülmesini sağlayan sebepler; o şahsın kendisinin bile farkına varamamış olduğu özelliklerini meydana çıkarmaktadır.
ARISTO insanların şekil bozukluklarına güldüklerine inanmıştır. Komik suratlara dalgınlık yüzünden yapılan hatalara güleriz. Makina gibi hareket eden insanların manzarası pek komiktir. Kurallara uymayanlar garip durumlara düşebilirler. İşte bu durumdaki kişilere uygulanacak en hafif ceza onların bu hareketlerine gülmekten ibarettir.
040- "Children, don't grow up, let your knowledge grow."
Aydın Kişi..
--> "'Aydın; Evren, doğa, toplum ve insan üzerine soran, düşünce üreten, çözüm öneren kişidir.' diyebiliriz.
(Necdet UĞUR, Milliyet Sanat Dergisi, Sayı:157, sayfa.10)
Korku..
--> "Korku bir ulus için en büyük tehlikedir. Özgürlüğü zedeler, demokratik gelişmeyi baltalar. Korku, bir ulusun yüksek niteliklerini yok eder. Böyle uluslarda ahlak çöküntüsü başlar. Fikri gerilikler, toplumsal hastalıklar görülür. Yaratıcı ve yapıcı zekalar söner. Değerler siner ve susar. Bunların yerlerini besleme bilgiler, iki yüzlüler, dalkavuklar, demagoglar kaplar. Kötülüklere karşı kimse ağzını açmak yürekliliğini gösteremediği için ekonomik alanda nüfuz ticareti, emeksiz kazançlar ve vurgunculuk görülür. Rüşvet ve kayırma bir kanser gibi ulusal bünyeyi kemirir. Yöneticilerle halk arasında derin uçurumlar açılır."
(?)
Dönüşüm..
--> "'Dönüşüm' aile kurumunun bireyi yok kedici yanlarını, tüm korkunçluğuyla evrensel düzeyde yansıtan bir yazın metnidir.
Daha da genelinde, çizgi dışı birey-sürünün dışına çıkanı ezen toplum çatışmasını en çarpıcı biçimde dile getiren bir roman gerçekliğidir." (s.83)
Aydınlarımızın Tarihsel Görev Duygusu..
--> "Aydınlarımızı şimdi değişik bir görev beklemektedir: Kentlileşen, sanayileşen, çağdaşlık hırsıyla sabırsızlanan, çoğulcu demokrasiye yönelmiş genç bir toplumumuz var. İnsanımız kendi geleceklerini, kendi elleriyle belirleme yolundalar. Aydınlarımıza düşen görev, bu olağanüstü dönüşümü yaşayan insanlarımızın sorunlarına onların gözüyle de bakabilmek; onların sağduyularını, sezgilerini, beklentilerini ciddiye almak; onların sorunlarına onlarla birlikte çözüm aramaktır. O zaman aydınlarımızın tarihsel görev duygusu gerçek yerine oturmuş olacaktır."
(Necdet UĞUR, Milliyet Sanat Dergisi, Sayı:157, sayfa.10)
Bu Sitede yayımlanan yazı ve görsellerin fikri sorumluluğu eser sahiplerine aittir
Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından derlenmiştir.