001- "Çölde balık olmak yaşamaktır, dirençtir, sorgulamaktır.. Yani yaşamayı seçmektir"
001- "Being a fish in the desert means living, resisting, questioning. In other words, choosing to live."
BU BÖLÜMÜN YAZILARI
--> Alman Şair GOETHE, kendisine bir girişim konusunda danışmaya gelen, fakat kendi kabiliyet ve kuvvetine güveni olmayan birine, "Dostum, senin yapacağın şey, şöyle derin nefes alıp derhal işe girişmektir."
--> "İşleriniz iyi gidiyorsa, eğitim bütçenizi iki katına çıkarın, işleriniz kötü gidiyorsa, dört katına." (Peters)
--> "Biz totaliteriz, çünkü insan türü olarak yaşam anlayışımız sevgi ve barışa değil, güç ve egemenliğe dayalı." ("Cehenneme Övgü" kitabından)
--> "Başarıya ulaşmak için üç kapı vardır. Birinci kapı, istemek; ikinci kapı, inanmak; üçüncü kapı, harekete geçmektir. Bu kapıların anahtarı ise soru sormaktır." (Ergün GÜLER)
002- "Nerede yaşıyorsam oralıyım.. Yani dünyalıyım!"
002- "I am from wherever I live. In other words, I am from the world!"
ACI
"Bir insanın, diğerinin acılarıyla ilgilenmesi, içinde yaşadığı toplumun ürettiği acıyla yüzleşmek heyecan verici gelir ona. Acı, ondan yola çıkmamızı gerektiren somut noktadır. Ve acının karşısında aradığımız da mutluluktan başka bir şey değildir. Tüm düşünce, acı ve mutluluğun somut kutupları arasında kuşatılmıştır." ("Yaratma Cesareti" adlı kitaptan).
Charlie CHAPLIN, kendisinden 30 yaş küçük olan Oona'ya evlenme teklif etmeye karar verdiğinde nazikçe şöyle dedi:
- "Sana nasıl yaşayacağını öğretmek için benimle evlen, sen de bana nasıl ölüneceğini öğret."
Zarafetle cevap verdi,
- "Hayır Charlie, seninle nasıl olgunlaşacağını öğrenmek için evleneceğim ve sonuna kadar nasıl genç kalacağını öğreteceğim."
34 yıl birlikte yaşadılar ve 8 çocukları oldu.
İNSANLIK
Kamera icad edildikten sonra;
Hiçbir karınca konuşmadı..
Hiçbir deniz, gezegen ikiye ayrılmadı..
Hiçbir asa (baston) ejderha olmadı..
Hiçbir kavim gazaba uğramadı..
Hiç kimse 900 yıl yaşamadı..
Ve kimse uçan atlara rastlamadı..
ANOMİ
- "Anomi nedir? Bireylerin ve toplumun anlam kaybına uğraması demektir.
İnsanlar normlarını, içinde yaşadıkları toplumlardan alırlar. İnsanları bir arada tutan ortak ahlaki değerler ve hukuk kuralları işlevsiz hale geldiğinde, bu normlar dağılır.
1- Hayatın anlamsızlaşması, değersizlik duygusu, heyecan yitimi, hedef belirleyememe, hiçbir şeyin hiçbir zaman düzelmeyeceğine olan inanç, umutsuzluk ve çaresizlik, görünmez bir zehirli gaz gibi bilinci yavaş yavaş öldürür.
2- Böylesi toplumlarda, kurallar birbiriyle çelişir. Bir gün alınan karar veya söylenen söz, ertesi gün inkar edilir. Kanun ve kurallara uymayanın yaptırımı olmaz. Uygulamalar keyfidir; akıl erdirilemez!
003- "Sizin özgürlüğünüz, başkalarına sunduğunuz özgürlük kadardır."
003- "Your freedom is as much as the freedom you give to others."
3- Giderek ilkesiz, sorumsuz davranmak sıradanlaşır, kuralsızlık yerleşik kültür halini alır. Ortak değerlerin kaybı, insanların birbirine olan duyarlılığını ve saygısını da azaltır.
4- Dayanışma ortadan kalkar. Paylaşım duygusu yok olur, bencillik artar. Şiddet tırmanır.... Cehalet, akla ve aydınlığa fütursuzca saldırma cesaretini bulur kendinde... Çünkü ileriye ve aydınlığa yönelik ortak bir utku, bir ülkü yeşeremez böylesi toplumlarda; Eğitimin önemi azalır...
5- Eğitim, hayatı keşfetme heyecanını yitirir; yerini bir yerlere girip para kazanmak için bir kağıt parçası edinme telaşına bırakır. Anomi bazen anarşi ile karıştırılır ki, bu yanlıştır!
6- Anarşide, siyasi bir otorite veya yönetime başkaldırı vardır. Anomide, bir hedef yoktur. Pusulasız gemi gibidir, anomik toplumlar. Yönünü yitirmiştir!
7- Kitle iletişim araçlarının da bu değersizliklerin temsilcilerini sürekli ekranlara ve basına taşımasıyla yaşanan tuhaflıklar normalleştirilir. Böylece, eğitimsiz ve bireyselleşememiş kitleler, kısa sürede benzer davranışlar sergilemeye başlarlar.
8- Bu durum toplumda moral çökmesi ve hukuk eksikliğine yol açar. Tüm geçmiş toplumsal modeller göstermiştir ki, ekonomik dengesizliğin arttığı tüketim toplumlarında şiddete yönelim kaçınılmaz olarak artmaktadır. Bunun nedeni, bu tür toplumların bireylerinin birbirlerine yabancılaşmaları nedeniyle birbirleriyle ilişkilerini, birbirlerini nesnelleştirerek kurmalarında yatmaktadır.
9- Böyle bir ortamda mekana yabancılaşan insanın ötekini bir nesne olarak görüp ona şiddet uygulamasının önüne geçilmesi imkansızlaşır."
(Êmile DURKHEIM, Fransız Sosyolog)
004- "Dünyanın en zalim ve en bencil bekçisi; mantığı, akıl kapısından içeri almayan ‘aşırı’ duygu yüklü duygusallıktır."
004- "The cruelest and most selfish guard in the world is the 'excessive' emotionality that does not allow logic into the door of reason."
(devam edecek...)
Bu Sitede yayımlanan yazı ve görsellerin fikri sorumluluğu eser sahiplerine aittir
Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından derlenmiştir.
Etiketler
bant karikatür