Ben Jüri Üyesi Olsaydım Ve...


Daha iyi anlaşılması için bu yazı hakkında bazı ipuçları:

1- Bu bir YAPICI ELEŞTİRİ yazısıdır!..
2- YAPICI ELEŞTİRİ mekanizmasının Türkiye'de sağlıklı biçimde çalıştırılamaması en büyük problemdir!..
3- Bir eser kamuoyuna açık paylaşılmışsa, eleştiriye de açık demektir!..
4- Eleştirmen olarak değil; bir çizer ve bir karikatür okuyucusu olarak eleştiri hakkımı kullanıyorum!..

5- Kendi çizgi ve esprilerim için ben de YAPICI ELEŞTİRİLER beklerim!..
6- Eleştireceğim konu, 9. Uluslararası Yeşilay Karikatür Yarışması'nın derecelendirilen eserleridir!..
7- Eserlerin teknik ve çizgi biçimini eleştiri dışında tutuyorum!..
8- Jürinin kararına ve kazananların emeklerine saygı duyduğumu belirteyim!.. 

Bu duyuruda yarışmanın konusunun "Sanal Kumar" olduğu ve
bu ana başlıktan hareketle "Bir Kişi Oynar Herkes Kaybeder"
başlığı altında çizimler isteniyordu.

Gelelim jüri üyeliği konusuna. 

Ben TEK kişilik bir jüri olsaydım, diğer deyişle jüride sadece ben olsaydım ve 7 adet yetişkin karikatürü ile 4 adet gençler karikatürünü değerlendirseydim, şu anki sonuçlardan çok farklı bir sıralama çıkardı ortaya.
 
Yarışmanın konusu: "Bir Kişi Oynar Herkes Kaybeder".. Sanal kumar bağımlılığını en iyi özetleyen çok iyi düşünülmüş, seçilmiş bir başlık.

Konuyu; gençler kategorisindeki çizerler çizimlerinde daha net vurgulamışlar. Yetişkinler kategorisinde ise zorlarsak 4 çizerin karikatürü konuya uygun gibi gözüküyor. Ödüllü 11 karikatürün tamamı, konudan bağımsız olarak düşünürsek her biri özgün bir evrensel esprili karikatürdür. Karikatür sanatı adına bu haklarını teslim etmeli. Benim itirazım, konuyla doğrudan bağlantı kurulduğundaki ortaya çıkan uyumsuzluktur. 

Amaç; en basit haliyle sanal kumar bağımlılığının kötü bir şey olduğunu, kişilere her türlü zarar verdiğini ve uzak durulması gerektiğini vurgulamak olduğuna göre, bu doğrultuda TEK jüri üyesi olarak değerlendirmemi yapmaya başlıyorum.


Jean-Loıc Bêlom, (Fransa):
Kaybedince üzülen aile, kazansaydı sevinmeyecek miydi? Sevinecekti fakat her iki durumda da açlıkları devam edecekti. Yani kumardan fayda yoktu! Acaba öyle mi? Bu kişi kazansaydı karşılığını para olarak alacakları için, bu eser kumarı teşvik eden bir karikatür olarak da neden değerlendirilmesin! Oysa bizim istediğimiz bir kişinin bağımlı olmasının karşısında onu bu durumdan caydırmaya dönük düşünmekti. Burada ailenin öyle bir çabası olmadığı gibi tüm aile bireyleri umudunu oradaki şansa bağlamış. Para kazansalardı yeniden oynamayacaklarının garantisi bu karikatürde vurgulanmamış. Şu bir gerçek ki, espri bağımsız olarak düşünüldüğünde harika bir buluş.




Mümin Bayram (Türkiye):
Bu bir futbol maçından bir enstantane mi, yoksa sanal bir futbol oyunu mu? Maçtan bir sahne ise, burada doğrudan sanal bir kumar bağımlılığı yansıtılmamış. Zar ile oynanan bir futbol oyununda sadece bir kişi yok; 22 futbolcu, görevli hakemler ve saha yetkilileri var. Zarar görecek olanlar seyirciler ise, sahadaki bu kadar kişi bağımlı mı demek istenmiştir? Sanal olup olmadığı net değilken!.. Bu karikatür de; konudan bağımsız olarak top yerine zar eklenerek serbest anlatımlı özgün bir eserdir.


Grzegorz Szumowski (Polonya):
Bir kişinin bağımlılığını anlatan güzel bir espri. Tıpkı kürek mahkumu gibi. Sonuçta bir kısır döngü içerisinde zararını önce kendisinin göreceği bağımlılık durumu. Burada da sanala vurgu yapılmamış olması bir eksiklik olabilir. Bu eser de konu dışında özgün ve mükemmel bir buluş!


Muhammed Şengöz (Türkiye):
Bu eser için de baştan söyleyeyim, konu haricinde düşünüldüğünde müthiş özgün bir karikatür! Konu ile uyumunda eksiklikler olduğunu düşünüyorum. Çünkü; kumar makinesi oraya koyulmuş olabilir fakat kimse bağımlı olmadığı ve oynamadığı sürece sorun yoktur. Burada bağımlı olan biri ya da birileri yok. Bir çekicilik var ancak bize yansıyan bir net sonuç yok. 



Hasan Ceylan (Türkiye):
Konuyu yakalama anlamında önemli bir çizim. Buradaki eleştirim, zar içinde bu kadar çok kalabalık insan topluluğu olmayabilirdi. Daha az sayıda ya da bir kişi olabilir miydi?


Kürşat Zaman (Türkiye):
Sanıyorum konuyu en net özetleyen karikatür olarak bu çizim gözüküyor. Sanal yanının eksikliği hissedilse de, hem dramatik hem duygu yüklü olması vurucu bir etki yaratıyor. İntihardan söz etmesi iç karartan bir durum olsa da, bağımlılığın acı gerçeklerinden birine gönderme yapmış olması, anlatımı esaslı yapıyor.


Necdet Yılmaz (Türkiye):
Kumar bağımlılığının ekmekle anlatımı da güçlü bir espri. Sade bir anlatımla kaybedileni vurgulamış olmak etkileyici. Bu eserde de işin sanal yönüne doğrudan bir vurgu yok ne yazık ki. 


Bu karikatürlerdeki esprileri ben çizseydim, yukarıdaki eleştiriler doğrultusunda çizerdim. Jürilerin kararına da saygı duymaya devam ederdim elbette.

Gelelim 16 Yaş Altı Kategorisine.. 
Bu kategoride ödül kazanan dört çizer de harika buluşlar yapmışlar. 
Türkiye'den Zeynep Irmak YAMAN, Defne YILDIZ, Umut Poyraz GEYİK ve Irmak ORUÇ'u özellikle ayrıca kutluyorum. Ellerine emeklerine sağlık. Dördü de işin sanal yanına vurgu yapan espriler bulmuşlar.

 

 

Sanal bağımlılığa en iyi vurgu yapan karikatürü de belirterek sonlandırayım. Benim favorim Irmak ORUÇ'un esprisidir.

Ödül kazanan bütün çizer arkadaşlara selamlar!..

Ve son olarak bir uyarlama ile Nazım'a da selam gönderelim;
"Sen eleştirmezsen, 
ben eleştirmezsem, 
karikatür sanatı nasıl çıkar aydınlığa?"


Bu Sitede yayımlanan yazı ve görsellerin fikri sorumluluğu eser sahiplerine aittir
 Bu içerik Kotbas Art Colors tarafından derlenmiştir. 
Daha yeni Daha eski